5 ünlü hamam ile Türk hamamı kültürünü keşfedin
Hamam kültürü, kökleri Roma ve Bizans banyo geleneklerine dayanan çok eski zamanlara dayanmaktadır. Ancak sosyal ve kültürel bir kurum olarak hamam kavramını yaygınlaştıran ve geliştiren Osmanlı İmparatorluğu olmuştur. Hamamlar, genellikle camilere bitişik, özenli yapılar olarak inşa edilmiş ve arınma, sosyalleşme ve dinlenme için ortak alanlar olarak hizmet vermiştir.
Hamam kültürünün buğulu dünyasına dalan BBC, İstanbul’un kültürel mirasında özel bir yeri olan ve tarihi anlatısının vazgeçilmezi olan beş ünlü hamamı öne çıkardı. Yüzyıllara dayanan gelenekleri ile bu hamamlar, sadece fiziksel arınmanın ötesine geçen eşsiz ve çok yönlü bir deneyim sunuyor.
Sultan Hamamı haremi
İstanbul’daki Hürrem Sultan Hamamı, Osmanlı İmparatorluğu’nun baş mimarı Mimar Sinan tarafından tasarlanıp inşa edilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan (Roxelana) tarafından 16. yüzyılda (MS 1556-1557) yaptırılmıştır. Hamam, bir zamanlar Zeuxippus’un antik hamamlarının bulunduğu Ayasofya ile Sultan Ahmed Camii arasında yer almaktadır. Bu bölge, geçmişte Zeus Tapınağı’nın da bulunduğu yer olduğu için özellikle ilgi çekicidir.
Uzun yıllar kapalı kalan hamam 1910’da yeniden açılmıştır. Daha sonra yakınlardaki Sultanahmet Cezaevi’nin aşırı kalabalık olması nedeniyle mahkûmların sığınağı olarak kullanılmıştır. Daha sonraki yıllarda kağıt ve yağ depolamak için bir depolama tesisi olarak hizmet vermiştir.
İstanbul’un en güzel yapılarından biri olan Hürrem Sultan Hamamı, 1957-1958 yılları arasında restore edilerek 2007 yılına kadar halı pazarı olarak hizmet vermiştir.
Hamam, klasik Osmanlı hamamı tarzında inşa edilirken, Türk hamam mimarisinde bir yenilik de kadınlar ve erkekler bölümlerinin aynı eksen boyunca birbirinin ayna görüntüsü olacak şekilde inşa edilmesiydi.
Kelik Ali Paşa Hamamı
Kılıç Ali Paşa Hamamı, İstanbul’un denizcilik tarihi ile yakından bağlantılı en eski bölgelerinden biri olan Tophane semtinde yer alan ve Osmanlı Donanmasının önde gelen komutanı Kılıç Ali Paşa tarafından İstanbul’a yaptırılan en güzel yapılardan biridir. Ünlü mimar Mimar Sinan. 1578-1583 yılları arasında denizcilere hizmet vermek üzere inşa edilen Kılıç Ali Paşa Hamamı, gün ışığının geçmesine izin veren büyük kubbesi ve dışarıdan bakıldığında göze çarpan etkileyici silüeti ile Büyük Üstat Sinan’ın eşsiz mührünü gururla sergilemektedir.
Semperlitaş Tarihi Hamamı
Hamam, Çemberlitaş’ta, İmparator I. Konstantin (MS 324-337) tarafından yaptırılan anıtın yanında yer almaktadır. Hamamın diğer tarafında Köprülü Mehmed Paşa Camii, medresesi ve türbesi ile İstanbul Üniversitesi’nin eski binası olan Vezir Hanı bulunmaktadır. Civarda ayrıca Sultan II. Mahmud’un türbesi ve haziresi, Köprülü Kütüphanesi ve Atiq Ali Paşa Camii bulunmaktadır.
Hamam, Sultan II. Selim’in eşi ve Sultan III. 17. yüzyıl Osmanlı mimarı Sedefkar Mehmed Ağa tarafından yazılan tarihi bir mimari risaleye göre hamam, Mimar Sinan tarafından yapılmıştır.
Jucurcuma güvercinleri
Çukurkuma Hamamı 1830’lu yıllarda yapılmıştır. Çeşitli kaynaklara göre hamamın su tesislerini Çukurkuma bölgesine I. Abdülhamid’in eşi ve II. Hamam, etkileyici bir kubba (geniş kubbe), geniş ve parlak bir göbektaşı (ortada ısıtmalı mermer kare) ve döneminin ihtişamını hala sergileyen bir hamama (terleyen kabin alanı) sahiptir.
1880-1885 yılları arasında İstanbul’da ikamet eden ünlü şair İskenderiyeli Constantinos Kavafis’in Çukurkuma hamamının ilk yıllarında en ünlü hamilerinden biri olduğunu belirtmekte fayda var.
1997’de, saygın Türk/İtalyan yönetmen Farzan Özbek, ilk uzun metrajlı filmi HAMAM’ın çekim yeri olarak özellikle salon sahnelerini yakalamak için Çukurcuma Hamamı’nı kullanmıştır.
Fayanslı banyo
Kösem Sultan’ın 1640 yılında yaptırdığı Şenili Hamam. Ne yazık ki Kösem Sultan hamamın kadınlar bölümünü tamamlayamadan vefat etmiş ve abisi inşaatı sürdürmüş. İnşaat sırasında dört bina birlikte inşa edildi: Çinili Camii (Çini Camii), kütüphane, karakol ve hamamın kendisi.
Hamamın amacı Çinili Kamei’nin yapımında çalışan zanaatkârlara hizmet etmekti. Ne yazık ki hamama adını veren çiniler hırsızlar tarafından çalınmış. Ancak banyo işletmecileri duvarlarda mavi taşlar kullanarak orijinal konsepte sadık kalmışlar. Hamam genel olarak bazı değişikliklere uğramış ve dış kubbeleri hiçbir değişikliğe uğramadan tüm özelliklerini korumuştur. Banyonun mermer kurnaları ve süslemeleri tarihi izler taşımaktadır. Sadece kapı söveleri ve freskler, yapının doğal yapısından ödün verilmeden restore edilmiştir.