Türkiye kıyılarının çoğunu asfaltlamayı planlıyor
WÖmer Ünal tavuk Çocukken yarımadaya güzel tenha bir alan deniyordu. 90’lı yıllarda, geliştiriciler burayı Türkiye’nin Ege kıyılarında orta sınıf turistler arasında popüler yapan otelleri atmaya başladılar. Şimdi Türk hükümeti, yarımadanın altıda birini, geliştiricilerin varlıklıları çekeceğini umduğu türdeki projelere ayırdı. Golf sahaları, marinalar, oteller ve rezidanslar 5.000 hektardan fazla ormanın yerini alabilir. Yüzden fazla kuş türüne ev sahipliği yapan sulak alanların da doldurulması gerekiyor. Yerel bir tarihçi olan Ünal Bey, “Her şey para kazanmakla ilgili” diye iç geçiriyor.
Türkiye kıyılarında da benzer dönüşümler devam ediyor. 1980’lerden bu yana, sayısız balıkçı köyü, çoğunlukla düşük maliyetli tatil yerlerine yayılan genişleyen köylere yol açtı. Bu günlerde turizm – ve dev inşaat projeleri – ekonomi için hayati önem taşıyor. Artan eğilim, Basra Körfezi ve Rusya’dan (bu yıl) ultra zengin ziyaretçileri çeken lüks tatil köyleri inşa etmeye doğru. Avrupa ülkelerinin mal varlıklarına yaptırım uygulaması ve teknelere el koymasının ardından birçok oligarkın mega yatlarını Türkiye limanlarına taşıdığı söyleniyor.
Çeşme Yarımadası’nın imar izni 2019 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kararnamesi ile verildi. Bu kararname aynı zamanda Türkiye’de turizm sektörüne ayrılmış onlarca diğer bölgenin sınırlarını da bir anda genişletti. Gözlemciler, geniş kapsamlı rejimin Erdoğan’ın yönettiği otoriter yöntemlerin bir başka örneği olduğunu söylüyor. Çevreciler, kıyı boyunca betonun ele geçirilmesinin, halihazırda yaygın orman yangınları yaşayan kırılgan bölgelerde sıcaklıkları artırabileceği konusunda uyarıyorlar. Yeni gelişmelere ev sahipliği yapması beklenen bazı alanlar da dahil olmak üzere Çeşme’nin bazı kısımları Temmuz ayında alev aldı.
Ancak, yarımadadaki bazıları hevesli. Bölgenin daha iyi bir konaklamaya çok ihtiyacı olduğunu ve daha fazla iş kullanabileceğini söylüyorlar. Ancak muhalifler projeye mahkemede meydan okuyor. Kahve dükkanı sahibi Majdat Temosin, lüks otellerde ve lüks rezidanslarda kalan insanların paralarının çoğunu yerel işletmelere vermeyeceğini düşünüyor. “Helikopterle uçacaklar,” diye burnunu çekiyor.