Irak’taki kaos neden Türkiye’yi endişelendiriyor?

0
Irak’taki kaos neden Türkiye’yi endişelendiriyor?

Irak’taki kaos neden Türkiye’yi endişelendiriyor?

Irak'taki kaos neden Türkiye'yi endişelendiriyor?

Şii lider Mukteda es-Sadr’ın takipçileri ile eski Başbakan Nuri el Maliki liderliğindeki koordinasyon çerçevesine bağlı İran destekli milisler arasındaki çatışmalar, birçok Iraklı’nın şiddetin iç savaşa dönüşebileceğine dair korkularını artırdı.

Siyasi çalkantı komşu ülkeleri endişelendirdi. Türkiye, vatandaşlarını Bağdat’a seyahat etmekten kaçınmaya çağırdı ve krizi çözmek için “kapsamlı bir diyalog” çağrısında bulundu.

Sadr’ın büyüyen siyasi gücü başta Türkiye olmak üzere bölge ülkeleri tarafından yakından izleniyor. Onun bloğu geçen yılki seçimlerde Irak’ın 329 parlamento koltuğunun 73’ünü kazanarak, İran destekli grupları bir sonraki hükümetten dışlayacağı ve artan İran etkisini engelleyeceği umutlarını artırdı. Analistler, Irak’taki Türk askeri operasyonları konusunda Şii liderle geçmişteki farklılıklarına rağmen, Ankara’nın Irak’ta İran yanlısı bir hükümet yerine Sadr liderliğindeki bir hükümeti tercih ettiğini savunuyorlar.

Temmuz ayında Sadr, Türkiye’nin Irak’taki operasyonlarının ardından Türkiye ile diplomatik temsilciliğin ölçeğini küçültmeyi ve havalimanları ile sınır kapılarını kapatmayı önerdi. Bakan ayrıca, Ankara’nın yasadışı Kürdistan İşçi Partisi’nin üslerine karşı yeni bir askeri operasyon başlatmasından bir gün sonra, Türkiye kuzeydeki Dohuk ilindeki alanları bombalayarak egemenliğini ihlal etmeye devam ederse Irak’ın “sessiz kalmayacağı” konusunda da uyardı. Ayrıca Birleşmiş Milletler’e şikayette bulunmayı ve Türkiye ile güvenlik anlaşmalarını iptal etmeyi önerdi.

Türkiye’nin askeri operasyonları konusundaki periyodik gerilimlere rağmen Ankara, Sadr ve Irak’taki diğer isimlerle diyalog kanallarını açık tuttu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu 2018’de Necef’te din adamı ile bir araya geldi. Bundan önce Sadr, 2009 yılında Ankara’yı ziyaret etti ve Irak’taki siyasi süreci sırasıyla dönemin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ile görüştü. Bu ziyaret bir dönüm noktası olarak kabul edildi, çünkü Sadr halk arasında nadiren görülüyordu ve bundan kısa bir süre önce İran’da olduğuna inanılıyordu. Resmi bir görevi olmamasına rağmen el-Sadr, Ankara tarafından yüz binlerce takipçisini sokaklara çıkarmayı başaran etkili bir aktör olarak görülüyordu. Türkiye, siyasi ve güvenlik çıkarlarını korumak için Irak meselelerini yakından takip etti ve bir dereceye kadar müdahil oldu.

Son dönemde yaşanan huzursuzluk, Türkiye dahil Irak’a komşu her ülke için risk oluşturuyor. Son otuz yılda Irak’taki kargaşa Ankara için bir istikrarsızlık kaynağı oldu. 1991 Körfez Savaşı’nın sona ermesinden bu yana Türkiye, Irak işlerine daha fazla müdahil oldu. Kuzey Irak üzerinde uçuşa yasak bölge oluşturulması ve 2003’teki ABD işgalini izleyen kaos, Ankara’nın Irak’taki gelişmeler konusunda tetikte olmasını gerektirdi.

ABD işgali, Türkiye’nin Irak’taki temel çıkarlarını alt üst etti, bunlar dört yönlüdür: mezhepsel veya etnik hatlar arasında bölünmeden kaçınmak, bağımsız bir Kürt devletine yol açacaktır; oraya sığınan PKK unsurlarını ortadan kaldırmak; Türkçe konuşan Türkmen azınlığın korunması; ve İran etkisi altında potansiyel olarak düşman bir Irak hükümetinin ortaya çıkmasını önlemek.

Mevcut kriz Ankara için zorluklar sunuyor. İç savaş, çok sayıda Türkiye’nin halihazırda ev sahipliği yaptığı büyük bir mülteci akınına yol açabilir. PKK, Türkiye’ye yönelik saldırılarını artırmak için kaostan da yararlanabilir. Siyasi ve güvenlik kargaşası her zaman terör örgütleri için bir üreme alanı olmuştur. Irak’ta iç savaşa dönüşen gerilimin de Türkiye ile Irak arasındaki sınır güvenliğine bir meydan okuma oluşturması ve enerji ve gıda güvenliği riskleri oluşturması muhtemeldir. Bu nedenle, Türkiye’nin Irak’taki kargaşanın sonuçlarına büyük bir ihtiyatla hazırlanması gerekmektedir.

  • Sinem Cengiz, Türkiye’nin Orta Doğu ile ilişkileri konusunda uzmanlaşmış bir Türk siyasi analisttir. Twitter: @SinemCngz

Feragatname: Bu bölümde yazarlar tarafından ifade edilen görüşler kendilerine aittir ve Arab News’in görüşlerini yansıtmayabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir