Türkiye’nin Özerk Yönetim’e yönelik saldırganlığını eleştiren Suriyeli bir Kürt partisinin üyesi
Suriye Demokratik Birlik Partisi Genel Konsey üyesi Ahmed Khochi, uluslararası güçlerin sessizliğini eleştirerek, eylemsizliklerinin Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki çeşitli şehirlere yönelik son zamanlarda artan saldırılarına zımni onay anlamına geldiğini belirtti.
Xhoce Yorum Türk güçlerinin son dönemde Suriye’nin kuzeyinde Cerablus (Sarablis), El-Bab (Bab), Azez (Azzaz), Afrin (Afrin), Rasulayn (Serê- Kaniye) ve Tel Abyad (Girê Spî) Pazar günü Mezopotamya Ajansına ( MA) verdiği röportajda. Türkiye’nin bu saldırıları ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmalara aykırı olarak başlattığını ve son yıllarda silahlı insansız hava araçları (İHA) konuşlandırdığını kaydetti.
Türkiye ve Kürdistan’daki Mayıs seçimlerinden bu yana bu saldırıların kapsamı daha da genişledi. Uluslararası koalisyonun sessizliği [against ISIS] Bu saldırılar karşısında Suriye’de faaliyet gösteren diğer güçler, açıklanmayan anlaşmaların varlığına işaret ediyor.
Son saldırı serisi olmuş 20 Haziran’da, Türkiye, Rusya, İran ve Suriye dışişleri bakanlarının katıldığı 20. . Saldırıda Kamışlı Kanton Meclisi Eşbaşkanı Yusra Derviş, yardımcısı Lyman Shewish ve şoförleri Furat Toma hayatını kaybederken, Meclis Eşbaşkanı Gabi Shimon da yaralandı.
Aynı gün Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başbakanı Mesrur Barzani’nin de anılmasında yarar var. seyahat ettim Ankara’ya giderek Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü.
özyönetim beyanı [of North and East Syria] 2014, saldırıların artmasına neden oldu. Xoce, “Nihai hedef, asırlık Lozan Antlaşması’nı yeniden yazmak ve Kürtlerin iradesini bir asır daha bastırmak” dedi.
Xoce, Özerk Yönetim’in şu anda cezaevlerinde tutulan 10.000’den fazla IŞİD üyesini yargılayacağını açıklamasının ardından saldırıların yoğunluğunun arttığına da dikkat çekti. Ataklar sonrasında geçici olarak azalırken, [first round of the] Mayıs ayında yeniden başladı ve Erdoğan’ın zaferinden bu yana hız kesmeden devam ediyor. Son dönemde Özerk Yönetim’in üst düzey üyelerini bile hedef alan saldırılar, aynı zamanda Astana toplantısı yapılıyordu. Bu, Erdoğan yönetimindeki faşist Türk devletinin farklı halkların özgürce bir arada yaşamalarına kesinlikle müsamaha göstermediğini gösteriyor.
Uluslararası güçlerin sessiz kalmasından duyduğu hayal kırıklığını dile getiren Xoce, “Bu saldırılar onların gözlerinin önünde oluyor ama onlar görmezden gelmeyi ve sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Harekete geçmemeleri zımni onay anlamına gelir.”