Türkiye’de Ayasofya Ulu Camii’ni açılışından bu yana 21 milyon kişi ziyaret ediyor
Ayasofya Ulu Camii, üç yıl önce yeniden ibadete açılmasından bu yana yerli ve yabancı turistleri kendine çeken bir çekim merkezi haline geldi ve 21 milyonu aşan ziyaretçi sayısına ulaştı. 916 yıl kilise, 1453’te cami, daha sonra 86 yıl müze olarak hizmet veren bu simgesel yapı, bir kez daha sevilen bir ibadethane ve tarihi öneme sahip bir sembol.
Ayasofya’nın müzeden Thamara camisine dönüştürülmesi yönündeki ciddi karar, Tarihi Antik Eserler ve Çevre Derneği’nin Daimi Kurumlar Dairesi’nin açtığı davanın ardından 24 Temmuz 2020’de geldi. Bakanlar Kurulu’nun cami statüsüne kavuşturma kararı onaylanırken, 86 yıl aradan sonra ilk Cuma namazının kılınmasına tarihi dönüş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı görkemli bir törenle kutlandı.
O zamandan beri Ayasofya, kapılarının önünde yüzlerce metre uzunluğunda kuyruklar oluşturan yoğun bir ziyaretçi akınına uğradı. Hem yerli hem de yabancı turistlerin tarihi eseri keşfetmeye yoğun ilgi göstermesi, özellikle yoğun dönemlerde kontrollü giriş ve kontrollü ziyaretlerle sonuçlanmıştır. Sabah namazı ile kapılarını açan cami, yatsı namazından sonra kapanıyor ve dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçileri ağırlıyor.
Ayasofya Ulu Camii imamı Benjamin Topkoğlu, ziyaretçi sayısının yıllara göre arttığını anlattı. Topkooğlu, “2021’de Ayasofya’yı yaklaşık 1,3 milyon kişi ziyaret etti. Ancak asıl ziyaretçi akışı 2022’de başladı ve toplam 13,6 milyon ziyaretçi oldu. Ocak-Haziran 2023 arasında şimdiden 6 milyon ziyaretçi aldık ve bu sayı artmaya devam ediyor.”
Ayasofya’nın cazibesi Avrupa ve Batı ülkelerinin çok ötesine uzanıyor, Arap ülkeleri, Orta Asya, Uzak Doğu ve ötesinden gelen turistlerin kalbini fethediyor. Özellikle cami, özellikle Umre hac yolculuğuna çıkanlar olmak üzere artan sayıda Endonezyalı ziyaretçiye tanık oldu. Bu hacılar, İstanbul’da transit geçiş yaparken, Mekke ve Medine’ye yolculuklarına devam etmeden önce Ayasofya’yı ziyaret ederler.
Topçuoğlu, dünyadaki tüm ibadethanelerde olduğu gibi Ayasofya’da da belli kurallara ve edebe uyulacağını vurguladı. Ziyaretçilerin caminin zengin mirasını keşfederken uygun giyinmeleri ve saygılı davranmaları tavsiye edilir.
Osmanlı dönemini hatırlatan özel programlar, bu tarihi mekana yeni bir soluk getirmek için yeniden canlandırılmıştır. Kandil Geceleri ve Kadir Geceleri, diğerlerinin yanı sıra caminin kültürel takviminin bir parçası haline geldi. Topçuoğlu, “Burada çok özel programlarımız var, kandil programları, Cuma namazı öncesi Hafız tarafından Kuran-ı Kerim tilaveti, Ayasofya ile Sultanahmet Camii arasında dönüşümlü ezan gibi. Yoğun katılımlı Mevlid programları da yapılıyor.”
Hem ziyaretçiler hem de cami görevlileri Ayasofya’nın manevi önemini derinden hissettiler. Daha önce ünlü Fatih Camii’nde görev yapan Topçuoğlu, Ayasofya ile olan derin bağını aktardı.
“Buraya her geldiğimde, sanki Mescid-i Nebevi’ye girmiş gibi manevi bir haz duyuyorum. Maneviyat duygusu beni bunaltıyor. Bir kere burada gece namazını kıldığımı hatırlıyorum ve bazen insanı ağlatan duygular uyandırıyordu.”
Ayasofya kalpleri ve zihinleri cezbetmeye devam ederken, zamansız güzelliği ve tarihi önemi, İstanbul’un ve daha geniş bölgenin zengin kültürel mirasının kanıtıdır. Tarih ve modernite arasında bir köprüyü simgeleyen Ulu Cami, milyonlarca ziyaretçi için bir hayranlık ve ilham kaynağı olmaya devam ediyor.