Çanakkale’de 9 göçmen kaçakçısı tutuklandı
Salı günü Türk polisi, daha önce göçmen kaçakçılığı yaptığı şüphesiyle batıdaki Çanakkale ilinde tutukladığı 13 kişiden dokuzunu tutukladı.
Göçmen kaçakçılığını engellemek ve organizatörleri tutuklamak amacıyla 12-25 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen baskınlarda polis 11 şüpheliyi tutukladı. Polis, kaçan diğer iki şüphelinin ise halen takip edildiğini bildirdi.
Operasyonlarda ayrıca 10 araca, 40 can yeleğine, 58 bin 665 liraya (2 bin 193 dolar), 3 gram altına ve 3 dolara da “suç amaçlı girildiği” gerekçesiyle el konuldu.
Tutuklananlar arasında bu hafta başında Çanakkale ve güneybatı Muğla illerinde tutuklanan 19 göçmen kaçakçısı da bulunuyor.
Çeşitli suçlara karışan yaklaşık 71 Afgan vatandaşı da Ayvacık’tan Yunanistan’ın Midilli Adası’na geçmeye çalışırken tutuklandı.
Aynı şekilde polis, Batı Balıkesir ilinden Yunanistan’a geçmek isteyen diğer beş şüpheli göçmen kaçakçısı ve aralarında 16 kadın ve dört çocuğun da bulunduğu 61 yasadışı göçmeni tutukladı.
Polis, kaçakçıların farklı illerden göçmenleri getirip Ege Denizi kıyısına yakın çok sayıda yazlık evde tuttuklarını söyledi.
Bu arada Sahil Güvenlik, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Yunanistan’ın Çanakkale kıyılarına geri göndermesinin ardından Thele ve Aydın açıklarında yaklaşık 80 sığınmacının kurtarıldığını bildirdi.
Yetkililer göçmenlerin Afgan, Yemen ve Somali uyruklu olduğunu söyledi.
Yasadışı göçmenlerin tamamı ülkelerine geri gönderilmek üzere bölgesel göçmenlik bürolarına teslim edildi.
Türkiye, başta savaş ve zulümden kaçanlar olmak üzere, yeni bir hayata başlamak için Avrupa’ya geçmek isteyen yasadışı göçmenler için önemli bir geçiş noktası olmuştur.
Yunanistan, göç krizinin doruğa ulaştığı 2015 yılından bu yana sığınmacıları geri çevirmek gibi meşhur bir politika uyguladı.
Yunan hükümeti, mağdur olduğu iddia edilenlerin, insan hakları gruplarının, Türkiye’deki drone görüntülerinin ve hatta BM’nin göçmenlerin insan haklarıyla ilgili insan haklarıyla ilgili Özel Raportörü’nün aksini iddia etmesine rağmen tüm iddiaları reddediyor.
BM Göçmenlerin İnsan Hakları Özel Raportörü Felipe Gonzalez Morales geçen yıl şöyle demişti: “Yunanistan’da kara ve deniz sınırlarındaki geri itmeler fiili bir kamu politikası haline geldi.”
Aynı şekilde, Türkiye de dahil olmak üzere uluslararası toplumdaki pek çok kişi, savunmasız göçmenlerin hayatlarını riske attığı için bu uygulamayı insani değerlerin ve uluslararası hukukun ihlali olarak defalarca kınadı.
Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Ofisi’nin (OLAF) 2022 yılında yaptığı bir araştırmaya göre Yunanistan, geri dönüşlerde AB sınır kurumu Frontex ile kasıtlı ve sistematik bir şekilde işbirliği yapmakla da suçlanıyor.
Türk Sahil Güvenliği, Yunan yetkililer tarafından ülkelerine geri gönderilen binlerce kişiyi kurtarırken, özellikle iki ülkenin sınır paylaştığı Ege Denizi’nde, mültecilerle dolu teknelerin batması veya alabora olması nedeniyle çok sayıda kişi denizde hayatını kaybetti.
Uluslararası Göç Örgütü geçen yıl Akdeniz’de yaklaşık 2.000 göçmenin öldürüldüğünü veya kaybolduğunu kaydetti.
Ankara’ya göre düzensiz göçün temel nedeni “uluslararası adaletsizlik”. Türk yetkililere göre, yakalanan kaçak göçmenlerin uluslararası standartlar doğrultusunda gönüllü geri dönüş zorunluluğunun yanı sıra, kaçak göçmenlerin geldiği ülkelerdeki koşulların da iyileştirilmesi gerekiyor.
Temmuz ayında Türkiye, yasadışı göç ve insan ticaretini önlemek ve ele almak amacıyla “Roma Sürecini” başlatmak üzere 20’den fazla ülke ve uluslararası kuruluşa katıldı.
Ağustos ayı başlarında Türkiye, kuzey ve batı bölgelerinden Avrupa’ya giden yasadışı göçmen akışını yavaşlatmak için Birleşik Krallık ile işbirliği yaptı.
Türk ve İngiliz polisinin de yer aldığı yeni bir operasyon merkezi, insan kaçakçılığı çetelerini dağıtmak ve dağıtmak için gümrük verileri, bilgiler, istihbarat, insanlar ve teknoloji alışverişinde işbirliği yapacak ve küçük teknelerin geçişini sağlayacak malzemeleri üretip tedarik edecek.