Eski bir Türk şaheseri olan Zeugma Mozaik Müzesi’ni gezin
Dünyanın en büyük mozaik sanatı müzesi olan Zeugma Mozaik Müzesi, her gün yerli ve yabancı binlerce ziyaretçiyi Türkiye’nin güneyindeki Gaziantep kentine çekmeye devam ediyor.
Mucizevi bir şekilde, yıkıcı depremden şehir ve içindeki değerli eşyalar zarar görmedi 6 Şubat’ta Türkiye’yi vurdu.
Müze yaz aylarında saat 22.00’ye kadar açıktır.
30.000 metrekarelik bir alana kurulu, 9 Eylül 2011’de ziyarete açılan üç katlı müzede, “Çingene Kızı” ve Roma savaş tanrısı Mars’ın 1,60 metre yüksekliğindeki bronz heykelinin de aralarında bulunduğu büyüleyici eserlerden oluşan bir koleksiyon yer alıyor. Altın ve gümüşten yapılmış çarpıcı gözleriyle Zeugma’nın eski sakinleri ona tapıyordu.
Diğer benzersiz ilgi çekici yerler arasında Fırat Nehri kıyısındaki arkeolojik kalıntılardan ortaya çıkarılan Roma çeşmeleri ve Amerika Birleşik Devletleri’nden Türkiye’ye kadar uzanan on iki mozaik sanat eseri yer alıyor.
Fırat Nehri kıyısındaki müzede, bir grup kireçtaşı heykel ve mezarın yanı sıra 20 arkeolojik sütun da yer alıyor.
Tarihi mekan
Müzeye ev sahipliği yapan Gaziantep kenti, yaklaşık altı bin yıl öncesine dayanan inanılmaz derecede uzun bir tarihe sahiptir.
Medeniyetler arasındaki ticaret yollarının kalbinde yer alması, onu çağlar boyunca biriken büyük bir tarihi zenginlik kompleksi haline getirmiştir.
Müzeye adını veren Zeugma Antik Kenti’nde tüccarların, liderlerin ve soyluların yaşadığı, Fırat Nehri’ne bakan evler bulunuyor. Sanatçılar, Fırat Nehri’nden çıkarılan renkli taşları kullanarak bu villaların zeminlerini, mitolojik temaları benzersiz geometrik şekillerde tasvir eden özgün mozaik sanat eserleriyle süslediler.
Bunun bir örneği, Berejik Barajı’nın altında bulunan bir bölgeden çıkarılan, antik Yunan tanrılarının tasvir edildiği ve şu anda Zeugma Mozaik Müzesi’nde güvenle korunan, yüzme havuzu veya yemekhaneye ait antik tabandır.
Bir diğer etkileyici yapı ise şehrin merkezindeki bir tepenin üzerinde yer alan ve tarihi 6.000 yıl öncesine dayanan Bakır Çağı’ndan kalma Gaziantep Kalesi’dir. Maalesef 6 Şubat’ta yaşanan yıkıcı deprem, restorasyon çalışmaları sırasında kapatılmasına neden oldu.
Al-Masry Al-Youm ayrıca 1860 yılında inşa edilen ve 1900 yılında yeniden açılan ve Roma’daki St. Francis Kilisesi’ne benzer tasarımıyla öne çıkan Candrelli Kilisesi’ni de ziyaret etti.
Sarp kayalıkların üzerine inşa edilmiş pek çok benzersiz mimari örneğine sahip olan Gaziantep, gizemli antik din Mitraizm’e adanmış dünyanın en büyük yer altı tapınağına da ev sahipliği yapıyor.
Türkiye-Mısır ilişkilerinin iyileşmesi turizmi canlandırıyor
Kahire ile Ankara arasındaki gergin ilişkiler düzeliyor Bu durum, ikili iş birliğinin yeniden başlatılmasının her iki ülkenin ulusal ekonomisinin canlanmasına önemli katkı sağlayacağına işaret eden Türk vatandaşları tarafından da övgüyle karşılandı.
Tur rehberi Nilüfer Bekic, Al-Masry Al-Youm’a, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerin doğasının benzersiz olduğunu söyledi.
Bekic, evliliklerin yanı sıra büyük ekonomik ve kültürel ilişkiler paylaştıklarını söyledi.
İlişkilerin yeniden başlamasının ardından çok sayıda turist grubunun iki ülkeye akın etmeye başladığını belirtti.
Bekic, çok sayıda genç Türk turistin dalış, yüzme ve çöl safarisi için Şarm El Şeyh ve Hurghada’yı ziyaret etmeye istekli olduğunu, yaşlı turistlerin ise Mısır’daki piramitler, Sfenks ve çok sayıda müze gibi tarihi bölgelere ilgilerinin devam ettiğini anlattı. Luxor ve Aswan’ı ziyaret etmenin yanı sıra.
Aynı zamanda Mısırlı turistler de dikkatlerini Türkiye’nin ormanlık doğal alanlarına ve Han el-Halili gibi tarihi mekanlarına çevirdi.
Öğretmen Emre Akay, Türkiye ile Mısır arasındaki sağlıklı bağların Orta Doğu’da ve dolayısıyla dünyada genel istikrara fayda sağladığını söyledi. İki ülkenin ortak ilişkileri ve geçmişi olduğunu ve küresel zorluklara rağmen umut verici bir ekonomiyi sürdürebildiklerini söyledi.
İkili ilişkilerin daha iyi geliştirilmesinin, daha fazla karşılıklı yatırımın pompalanmasına yardımcı olacağını ve bunun da her iki ülkenin ulusal ekonomisine fayda sağlayacağını belirtti.
Akay, bunun aynı zamanda her iki ülkedeki gençlere de binlerce iş olanağı sağlayacağını belirterek, her iki ülke halkının da hükümetlerinin ilişkilerin yeniden başlamasını ve büyükelçilerini yeniden atamasını beklediğini ifade etti.
Türk turizm sektöründe çalışan Mısırlı Mahmud Salah El-Din Hamed, iki ülkenin zengin kaynaklara sahip olduğunu söyledi.
Dolayısıyla ikili ilişkilerin yeniden canlandırılması her iki ülke için de bir nimet olacak ve özellikle döviz cinsinden gelir sağlayan turizm yoluyla ekonomilerinin toparlanmasına yardımcı olacaktır.
Mısır’ın turizm alanında paylaştığı pazarın büyüklüğü göz önüne alındığında, Mısır’da daha fazla turizm şirketi kurulmasının önünün açılması çağrısında bulundu.
Projenin açılışını Türkiye dahil tüm dünya sabırsızlıkla bekliyor Büyük Mısır MüzesiHamid, bunun daha fazla turizm şirketi yaratmaya yönelik acil ihtiyacı beraberinde getirdiğini söyledi.
Pek çok Mısırlı gencin, sadece Hac ve Umre sezonlarını ağırlamakla sınırlı olmayan turizm şirketleri kurma arzusunun bulunduğunu, Mısır’ın zenginliklerini ve hazinelerini uluslararası sergiler aracılığıyla pazarlama deneyimine sahip olduklarını belirtti.