Erdoğan, Menendez’in Senato komitesinden istifasının Türkiye’nin F-16 jeti edinme çabalarını artırdığını söyledi – WSOC TV
İstanbul – (AFP) – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Salı günü yayınlanan açıklamasında, Senatör Bob Menendez’in Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanlığı görevinden istifa etmesiyle Türkiye’nin ABD’den F-16 savaş uçağı alma şansının güçlendiğini söyledi.
New Jersey’den kıdemli Demokrat senatör Menendez, Türkiye’nin muharebe filosunu modernize etmek için uçak almasına açıkça karşı çıkıyordu. Mısır hükümetine ve New Jersey’deki iş ortaklarına yardım etmek için yasa dışı para ve altın aldığı yönündeki federal suçlamaların ardından geçen hafta nüfuzlu görevinden istifa etmişti.
Erdoğan, Pazartesi günü Azerbaycan’dan dönüş uçağında gazetecilere yaptığı açıklamada, “F-16 uçağıyla ilgili en önemli sorunlarımızdan biri ABD Senatörü Bob Menendez’in ülkemize yönelik faaliyetleriydi” dedi. Onun yorumları Türk medyasında geniş çapta yayıldı.
Erdoğan, şunları ekledi: “Menendez’in ayrılması bize avantaj sağlıyor ama F-16 uçağı meselesi sadece Menendez’e bağlı bir konu değil.”
Ankara, mevcut filosunu modernize edecek ekipmanların yanı sıra 40 yeni F-16 uçağı satın almayı planlıyor. Beyaz Saray bu talebi destekledi ancak Kongre’de muhalefetle karşılaştı; Menendez, Türkiye’nin insan hakları siciline ilişkin endişelerini dile getirdi ve Ankara’yı komşu Yunanistan ile gergin ilişkilerden sorumlu tuttu.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan arasında son günlerde gerçekleşen görüşmelere değinen Erdoğan, “Bu durumu fırsata çevirip (Blinken) ile tekrar görüşmekte fayda var.”
“Bu sayede F-16 uçağıyla ilgili süreci hızlandırma imkanımız olabilir. Sadece F-16’lar konusunda değil, diğer tüm konularda Menendez ve onun zihniyetindekiler bize karşı engelleyici faaliyetler yürütüyorlar.
Erdoğan ayrıca, Türkiye’nin F-16 teklifini İsveç’in NATO üyeliği talebiyle ilişkilendirdi; bu talebin Türk parlamentosunun 1 Ekim yaz tatilinden döndükten sonra görüşmesi bekleniyor.
Blinken ve Fidan’ın İsveç’in NATO’ya katılım başvurusunu görüştüklerini ifade eden Erdoğan, “Umarım onlar verdikleri söze sadık kalırlarsa parlamentomuz da bu sözüne sadık kalır.”
Teklifin Türkiye’nin F-16 uçağı almasıyla bağlantılı olup olmadığı yönündeki soruya Erdoğan, şöyle yanıt verdi: “İsveç’i zaten F-16 uçağına bağımlı hale getiriyorlar… Meclisimiz bu konuyla ilgili her gelişmeyi titizlikle takip ediyor. detay.”
Stockholm, Rusya’nın geçen yıl Ukrayna’yı işgal etmesinden sonra Finlandiya ile birlikte NATO üyeliğine başvurmuştu. Talebi henüz yalnızca Türkiye ve Macaristan onaylamadı. Ne Washington ne de Ankara, İsveç’in teklifi ile F-16 anlaşması arasında bir bağlantı olduğunu açıkça kabul etmedi ancak bu, gayri resmi olarak geniş çapta kabul edildi.
Erdoğan, Azerbaycan’ın ülkenin geri kalanından 33 kilometre (21 mil) Ermeni topraklarıyla ayrılan bir bölgesi olan Nahçıvan’a yaptığı bir günlük geziden dönüyordu.
Azerbaycan’ın geçen hafta Dağlık Karabağ’da 24 saatlik bir yıldırım saldırısında Ermeni güçlerini yenilgiye uğratmasının ardından Bakü, Nahçıvan ile Azerbaycan’ın geri kalanı arasında Zengezur Koridoru olarak bilinen bir kara köprüsü açma umutlarını artırdı.
Erdoğan, Türkiye ve Azerbaycan’ın bu koridorun bir an önce açılması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Ermenistan’ın anlaşmaya varmaması halinde alternatif bir rotanın İran üzerinden geçebileceğini de sözlerine ekledi; Erdoğan, Tahran’ın bu hamleyi “olumlu” olarak değerlendirdiğini söyledi.
Geniş kapsamlı bir basın toplantısında Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Ekim veya Kasım aylarında Türkiye’yi ziyaret etme olasılığını da dile getirdi.
İki lider, geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna katılırken New York’ta ilk kez bir araya geldi. İsrail, Ankara’nın on yıldan fazla süren düşmanlığın ardından son yıllarda ilişkilerini onardığı çok sayıda bölgesel güçten biri.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 49 yıldır Türk ve Rum toplumları arasında bölünmüş olan Kıbrıs meselesine de değindi.
Adanın kuzeyindeki Türk yönetiminin uluslararası alanda tanınmasıyla iki devletli çözüme desteğini yineledi. Bölücü varlığı tanıyan tek ülke Türkiye’dir. Uluslararası toplum adanın federal bir sistem altında birleşmesini geniş ölçüde destekliyor.
Erdoğan, “KKTC’nin diğer ülkeler tarafından tanınması için sesimizi daha da yükselteceğiz” dedi.