“Türk ekonomi politikasındaki değişim yatırımcı güvenini yeniden sağlıyor”
Fransız bankası BNP Paribas, Çarşamba günü yayınladığı raporunda Türkiye’nin ekonomi politikalarına destek veren son banka oldu ve politika normalleşmesinin risk primlerindeki gevşemeyle birlikte yatırımcılar ve derecelendirme kuruluşları arasında güveni yeniden sağladığına dikkat çekti.
Banka, “Resmi döviz rezervleri yaz boyunca konsolidasyona uğradı, Türk lirası daha istikrarlı hale geldi ve risk primleri düştü” dedi.
Raporda, “yurtiçi kredilerdeki yavaşlamaya rağmen ekonomik büyümenin dirençli olduğu ve bütçe açığının, seçim öncesi verilen sözler ışığında beklenenden çok daha küçük olduğu” belirtildi.
Seçimin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, para politikasının sıkılaştırılması da dahil olmak üzere daha geleneksel ekonomi politikaları benimsemek üzere Wall Street deneyimine ve yabancı yatırımcılar arasında geniş desteğe sahip teknokratlardan oluşan yeni bir ekonomi ekibi atadı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), haziran ayından bu yana enflasyonu kontrol altına almak amacıyla faiz oranlarını 2.150 baz puan artırdı ve gerekirse daha da sıkılaştırma sözü verdi. Merkez bankasının faiz oranlarına ilişkin son kararını önümüzdeki hafta yapacağı toplantıda açıklaması planlanıyor.
Resmi verilere göre tüketici fiyatları Eylül ayında sona eren 12 ayda %61,5 oranında artarken, yetkililer önümüzdeki yıl uygulanacak politikaların bir gevşeme ve sonuç getirmesini bekliyor.
BNP Paribas, “Ancak enflasyon yeniden hızlandı ve cari açık neredeyse istikrara kavuştu” diyerek, “büyümenin yeniden dengelenmesi ve doların ortadan kaldırılması henüz sağlanamadı, ancak bunların devam etmesi muhtemel” diye ekledi. 2024’te göreceğiz.”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde verdiği röportajda, “Para politikasının geç yürürlüğe girdiğini, bugün aldığımız tedbirlerin etkisinin aylar sonra ortaya çıkacağını ve sonuç almamızın biraz zaman alacağını” kaydetti.
Ancak yetkililer, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisinin geri döndüğünü kabul ederek, yerli ve yabancı toplantılara aktif olarak katılıyorlar.
Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Hafız Gay Erkan ile birlikte geçtiğimiz günlerde Marakeş’te düzenlenen Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun yıllık toplantılarına katılırken, bakanın perşembe günü de Fransa’nın başkenti Paris’te yatırımcılarla bir araya gelmesi planlanıyordu.
Perşembe günü İstanbul’da düzenlenen yatırım konferansına katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ülkenin üç kıta arasındaki stratejik konumuna dikkat çekerek, Türkiye’nin son 20 yılda önemli miktarda doğrudan yabancı yatırım çektiğini kaydetti.
Türkiye’ye son 20 yılda 260 milyar dolar doğrudan uluslararası sermaye çekildi” dedi.
“Ülkemizde bugün itibarıyla 80 bine yakın uluslararası firmanın faaliyet gösterdiğini belirtmek isterim” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Çok uluslu şirketlerin stratejileri doğrultusunda Türkiye’ye ilgisinin her geçen gün artacağını rahatlıkla söyleyebilirim. .” Komşu bölgelerde konumlanma, bölgesel yapılanma ve ürün çeşitlendirmesi.”
Mayıs seçimlerinden bu yana alınan politikaların, Yeni Orta Vadeli Program’ın ve 12. Kalkınma Planı’nın önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı, politika belirsizliklerinin ortadan kalkmasıyla Türkiye’nin yatırım ortamının ana çerçevesinin “önemli ölçüde iyileştiğini” söyledi. “
“Siyasi belirsizliğin azaldığı, güven ve istikrarın arttığı, farklı belgelerle, yenilenen ve güncellenen politikalarla politika belirsizliğinin giderildiği bir ortamda, önümüzdeki dönemde de birçok uzun vadeli kaynağın Türkiye’ye gelip yatırım yapacağına inanıyoruz.” Yılmaz kaydetti.
Türkiye ekonomisi, koronavirüs salgını ve Rusya-Ukrayna savaşının ardından küresel ekonomik aktivitede yaşanan yavaşlamaya rağmen ikinci çeyrekte beklenenden fazla %3,8 büyüyerek üst üste 12 çeyrek boyunca pozitif bir çizgi yakaladı.
Bangladeş Merkez Bankası, hane halkı tüketiminin üçüncü çeyrekte büyümeye muhtemelen katkıda bulunacağını belirtirken, “işsizliğin de düşmeye devam ettiğini ve 2015’ten bu yana ortalamanın (%10,5) altında, %9,4’e ulaştığını” belirtti.
Yılmaz, bu hafta başında yaptığı açıklamada, hükümetin 2023 yılı için yüzde 4,4 ekonomik büyüme beklediğini, gelecek yıl ise yüzde 4 büyüme beklediğini söyledi.
Fitch Ratings ve Standard & Poor’s’un da aralarında bulunduğu uluslararası kredi kuruluşları, para politikasındaki değişimin ardından Türkiye’nin notunu “negatif”ten “durağan”a güncelledi.