Nuh’un Gemisi bulundu mu? Arkeologlar, Türkiye’de tekne şeklindeki bir höyükte bulunan ve tarihi 5000 yıl öncesine, yani İncil’deki tufanla aynı döneme ait olan ‘kalıntıları’ ortaya çıkarıyor.
Arkeologlar Nuh’un Gemisi’nin bulunduğu yeri doğrulamaya bir adım daha yaklaştıklarına inanıyorlar.
Türkiye’deki jeolojik oluşumdaki kazı ekibi yaşlandı Kaya ve toprak örneklerinin geminin kalıntılarını içerdiğine inanıyorlar ve bu da bölgenin İncil’de geçen 5000 yıl önceki Büyük Tufan ile aynı zamana denk geldiğini gösteriyor.
Proje 2021 yılında başladı ve devam ediyor ancak ön analizde numunelerin kil, deniz ve deniz ürünleri malzemeleri içerdiği belirlendi.
Araştırmacılara göre bu sonuçlar, Dünya üzerinde insan faaliyetinin varlığı anlamına geliyor Tekne şeklindeki tepe M.Ö. 5500 ile 3000 yılları arasında inşa edilmiştir.
Türkiye’de bir jeolojik formasyonda kazı yapan bir ekip, bir geminin kalıntılarını içerdiğine inanılan antik kaya ve toprak örnekleri buldu ve bu alanın İncil’de geçen 5000 yıl önceki Büyük Tufan ile aynı zamana denk geldiğini düşünüyor.
İncil’de Tanrı, Nuh’a kendisini ve ailesini kurtarabilecek ve dünyadaki hayvanları temsil edecek devasa bir gemi, yani gemi inşa etmesini emretti.
İncil, geminin, 150 gün süren ve dünyayı ve ahşap geminin içinde olmayan tüm canlıları sular altında bırakan bir sel felaketinden sonra Türkiye’deki “Ararat Dağları”na karaya oturduğunu iddia ediyor.
the Ağrı’nın Doğubayazıt bölgesindeki jeolojik oluşum, 1956 yılında keşfedilmesinden bu yana potansiyel sit alanı olarak değerlendiriliyor.
Dağ, Türkiye’nin en yüksek zirvesi olup 16.500 feet yükseklikte olup tabut şeklinde oyulmuştur.
Geminin “300 arşın, 50 arşın, x 30 arşın” ölçülerinde olduğu söyleniyordu, bu da onun 515 fit uzunluğunda, 86 fit genişliğinde ve 52 fit yüksekliğinde olduğu anlamına geliyordu.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Andrew Üniversitesi ve Ağrı İbrahim Çesin Üniversitesi (Aıçü) liderliğindeki uzmanlardan oluşan bir ekip, yaklaşık bir yıldır bölgede çalışıyor ve İncil’deki hikayeyi doğrulamanın anahtarı olduğuna inandıkları örnekleri topluyor.
Ağrı’nın Doğubayazıt bölgesindeki jeolojik oluşum, 1956 yılındaki keşfinden bu yana potansiyel sit alanı olarak değerlendiriliyor (resimde)
Çalışmalarının ilk kısmı Aralık 2022’de, ITU laboratuvarının analiz ettiği 30 kaya parçası ve toprak örneğini toplayarak başladı. Fotoğrafta ekip kaya ve toprak toplamak için formasyonun içinde yürüyor
Çalışmalarının ilk kısmı Aralık 2022’de, ITU laboratuvarının analiz ettiği 30 kaya parçası ve toprak örneğini toplayarak başladı.
Üniversite Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Faruk Kaya, “Çalışmalardan elde edilen ilk sonuçlara göre bölgede Bakır Çağı’ndan itibaren M.Ö. 5500-3000 yılları arasında insan faaliyetleri yaşandı” dedi.
Nuh Tufanı’nın tarihinin beş bin yıl öncesine dayandığı biliniyor.
“Tarihleme açısından bu bölgede de yaşamın olduğu bildiriliyor, laboratuvar sonuçlarında da bu ortaya çıktı.
“Geminin tarihiyle burada olduğunu söylemek mümkün değil.” Bunu ortaya çıkarmak için uzun süre çalışmamız gerekiyor.
İncil, geminin, 150 gün süren ve dünyayı ve ahşap geminin içinde olmayan tüm canlıları sular altında bırakan bir sel felaketinden sonra Türkiye’deki “Ararat Dağları”na karaya oturduğunu iddia ediyor.
Ancak, doktora derecesine sahip genç bir Dünya yaratılışçısı olan Dr. Andrew Snelling. Sidney Üniversitesi’nden kendisi daha önce Ararat Dağı’nın Geminin yeri olamayacağını, çünkü dağın sel suları çekilinceye kadar oluşmadığını söylemişti.
Her ne kadar tarihi bir olay olarak görülse de çoğu bilim adamı ve arkeolog, geminin hikayesinin harfiyen yorumlanmasına inanmıyor.
İncil’de Tanrı, Nuh’a, kendisini ve ailesini kurtarabilecek ve dünyadaki hayvanları temsil edebilecek devasa bir gemi, Gemi inşa etmesini emretti.
O, insanın kötülüğünü ve yozlaşmasını, Tanrı’nın büyük bir temizlik tufanı göndermeye dair yeminlerinin içine itti.
Tanrı, Nuh’u kurtuluşa layık tek iyi insan olarak değerlendirdi ve bu nedenle ona devasa bir gemi inşa etmesini emretti.
İncil’e göre Nuh görevini tamamladığında ve Tanrı gemiye “her türden iki” hayvan gönderdiğinde, tufanın suları tüm dağları kaplayacak kadar yükseldi ve (balıklar hariç) yaşamı yok etti.