Türkiye: Siyasi gerginliklerin ortasında Şeyh Saeed Kulesi’ni tarihi Kürt ikonlarının resimleri süslüyor
Çarşamba akşamı Kürt gençleri, Diyarbakır’ın Amed Sur bölgesindeki Şeyh Saeed Kulesi’ne, tarihi Kürtlerin önde gelen isimlerinin resimlerinin yer aldığı bir pankart astı. Pankartta Şeyh Saeed Zaeem de vardı Şeyh Saeed’in devrimi 1925’te kim asıldı? Qazi MuhammedKısa ömürlü Mahabad Cumhuriyeti’ni yöneten İranlı Kürt lider. Leyla KasımIrak Baas rejimine karşı Kürt aktivist olan 1974’te Bağdat’ta idam edildi. Reda dediAlevi Kürt siyasi lideri. Musa Antar1992’de suikasta kurban giden Kürt yazar, gazeteci ve entelektüel. Nouri Al DarsimiDevrimci bir Kürt aydını. Pankartta ayrıca “Kürdüm, Halid’im” sloganı da yer aldı.
Bu tedbir, Türkiye’de son dönemde yaşanan siyasi tartışmaların ve gerginliklerin ardından geldi. Tartışma, seçilmiş Kürt belediye başkanlarının görevden alınması ve yerlerine hükümetin atadığı kayyumların getirilmesinin ardından şu anda vesayet altında olan Diyarbakır belediyesinin, Şeyh Said Caddesi’nde inşaat çalışmalarının başladığını duyurması ve ilerlemeyi sosyal medyada göstermesiyle başladı.
Buna cevaben Nasr Partisi lideri Ümit Özdağ’ın da aralarında bulunduğu bazı aşırı sağ eleştirmenler, devlete karşı isyana öncülük ettiği için idam edilen Şeyh Said’in adının bir sokağa verilmesinin uygunluğunu sorguladılar. Şunu sordu: “Hangi ülke, yüzlerce subay, asker ve sivil memurun öldürüldüğü ve sonunda bir hainin idama mahkum edildiği bir isyanla karşı karşıya kaldıktan sonra, onun asıldığı şehirde geniş bir caddeye onun adını verir?” Şeyh Saeed Caddesi’ni inşa etmek istiyorsanız neden bir kayyum atasınız ki? “HDP bunu yapabilirdi.”
Bu eleştirilere yanıt veren Diyarbakır Belediyesi’nden bir yetkili, Şeyh Said isminin mevcut hükümet tarafından değil, bundan 12-13 yıl önce Demokratik Toplum Partisi liderliğindeki belediye tarafından sokağa verildiğini belirtti. Yetkili, mevcut caddenin inşaatının devam edeceğini vurguladı ve şunları söyledi: “Biz isme değil hizmete odaklanıyoruz… Diyarbakır halkı bunu böyle biliyor.”
belgeler açık Caddeye Şeyh Said adını veren o dönemin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’di. Ayrıca 2014 yılında valilik meydanlarından birine meclis kararıyla “Şeyh Saeed Meydanı” adı verildi. O dönemde belediye eşbaşkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı idi.
Diyarbakır Barosu eski başkanı Cihan Aydın, o dönem Diyarbakır Belediyesi eşbaşkanlarının Şeyh Saeed ismini kullandıkları gerekçesiyle soruşturma altında olduklarını açıkladı.
Konunun siyasallaştırılmasını kınayan Aydın, şunları söyledi: “Yaklaşan yerel seçimler öncesinde bu konunun siyasi çıkar uğruna istismar edilmesi ve Şeyh Saeed’in anısına ilişkin ahlak dışı, saldırgan ve asılsız açıklamalar yapılması utanç verici bir durumdur.” Kürt halkı zamanı geldiğinde demokratik tepkisini de verecektir. Bu dava, rejimin ve yargının Kürt topluluklarına yönelik çifte standartlarının en belirgin örneklerinden biridir. Kürtler Şeyh Saeed’in adı yüzünden yargılanırken, rejim ondan siyasi sermaye koparmaya çalışıyor.”
Türk hükümeti şu anda, 2004-2014 yılları arasında Diyarbakır belediye başkanlığı yapan ve şu anda Avrupa’da sürgünde yaşayan Kürt siyasetçi ve insan hakları savunucusu Baydemir’in iadesini istiyor. Ayrıca eski belediye başkanları Goltan Kışanak ve Fırat Anlı da Ekim 2016’da devlet egemenliği altındaki toprakların bir kısmını ayırmaya teşebbüs suçlamasıyla tutuklandı.
Şeyh Said İsyanı (Serhildana Şêx Seîd), 1923’te Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından sonra yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı ilk büyük Kürt ayaklanmasını işaret ediyordu. Tarihçi Robert W. Olson, bunu “İsyan’ın ilk büyük çaplı milliyetçi isyanı” olarak tanımladı. Kürtler.”
İsyan, Türk yetkililerin sert tepkisiyle karşılandı. İsyanı bastırmak için sürekli hava bombardımanı ve yoğun askeri güç kullandılar. Sonrasında 7.000’den fazla kişi İstiklal Mahkemelerinde yargılandı, 600’den fazla kişi idam edildi.