Ani: Türkiye-Ermenistan sınırının mücevheri Ani, kış güzelliğiyle tüm yıl boyunca turistlerin ilgisini çekiyor
Ani arkeolojik alanı, Arbaşay bölgesinde derin ve dar iki boğazın ortasında yer almakta olup, Türkiye-Ermenistan sınırında yıllardır farklı kültür ve medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır.
Tarih boyunca Türklerle birlikte onlarca medeniyetin yeşerdiği yaklaşık 100 hektarlık alana kurulan sitede, 970-1320 yılları arasında Hıristiyanlarla Ermenice, Yunanca, Türkçe, Arapça, Gürcüce ve Farsça dahil en az altı dilin konuşulduğu görüldü. ve Müslümanlar yan yana yaşıyor.
İslam mimari eserlerini de barındıran ve UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan antik kent, yıl boyunca yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
“Dünya Şehri”, “Medeniyetler Beşiği”, “Bin Kilise Şehri” ve “Kırk Kapı Şehri” olarak anılan Ani'yi ziyaret eden turistler, “İp Manuçehr Camii” gibi eserleri de ziyaret etme imkanı buluyor. “Amenberg Kilisesi”, “Ani” ve “Ani”, Ani Katedrali, Dikran Honents Kilisesi ve Abujamir Pahlavuni Kilisesi.
Turistlerin ilk durağı
Ankara'dan kalkan Doğu Ekspresi ve Doğu Ekspresi turistik trenleriyle şehre gelen turistlerin ilk durağı olan Ani, şu anda bembeyaz güzelliğiyle misafirlerini ağırlıyor.
Tarihi yapıların üzerini karla kaplayan ören yeri, kış aylarında yoğun ziyaret alıyor.
“Kendine has bir çekiciliği var.”
Aydın'dan gelen Nishi Yazıcı, Ani'nin bembeyaz karla kaplı görüntüsüne hayran kaldığını söyledi. Yazji, bölgeye hayranlığını dile getirerek, “Ani eşsiz bir yer, bambaşka bir atmosfere sahip, kendine has bir çekiciliği var” dedi.
“Buraya bunu hissetmeye geldim. Gezip zamanın nasıl geçtiğini hissetmek istedim. Annie'nin kültürel bir mozaik olduğu ülkemizin ne kadar zengin olduğunu gördüm. Kültürlerin ve inançların bir arada iç içe olduğunu görmek beni çok mutlu etti.” Çok özel bir coğrafyada yaşadığımızı düşünüyorum. “Böyle hissetmek çok güzel.”