Senatör Van Hollen ve Türk F-16'ları
Kongre Senatosu'ndaki Demokrat Grubun önemli seslerinden Senatör Chris Van Hollen, birkaç gün önce F-16 uçağının Türkiye'ye Yunan hava sahasına saldırısını durdurmasının ardından satışını engellemeyi hedeflemeyeceğini açıklamıştı. Belki daha da önemlisi Biden yönetiminin kendisine bu konuyu yakından takip etmeye devam edeceğine dair güvence vermiş olması.
Açıkçası, Ankara'nın Atina'ya yönelik tutumu Washington'da Türkiye konusunda endişe yaratan tek neden değil.
ABD-Türkiye ilişkilerinin her ciddi gözlemcisi, ABD'yi, hem yönetimi hem de Kongre'yi kızdıran şeyin uçuşlar değil, diğer eylemler, en önemlisi de Rus S-400'lerinin satın alınması olduğunu biliyor.
Van Hollen ayrıca “Cumhurbaşkan Erdoğan'ın Suriyeli Kürt müttefiklerimize yönelik devam eden saldırıları, Doğu Akdeniz'deki saldırgan eylemleri ve Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'a yönelik askeri saldırılarını desteklemede oynadığı rol konusunda ciddi endişeleri olduğunu” belirtiyor. Senato ve Temsilciler Meclisi'nde bu tür kaygıları dile getiren yalnız kendisi değil.
Arka plan ne olursa olsun, Atina ve Yunan-Amerikan toplumu, Türk F-16'larının Yunan adalarına özel konusunu haritaya koymayı ve onu daha büyük bir tartışmanın parçası haline getirmeyi başardı. Bu küçük bir başarı değildi.
İlerlemeye devam ettikçe ve ABD, Türkiye ile olan karmaşık ilişkisini yönetmeye ve yapbozun birçok parçasını (en hafif ifadeyle iki ülkenin üzerinde anlaşamadığı bir dizi konuyu) çözmeye çalışırken, Kongre gözetimi temel dayanak olmaya devam edecek. Denklemin önemli bir parçası.
Yunan Amerikalılar, Yunanistan'ın stratejik bir müttefik olarak duyduğu güven ve önemli bir bölgeye yaptığı somut katkılar sayesinde üzerlerine düşen rolü oynamaya devam edecek.