Türkiye'nin ekonomi ve enflasyon politikası yaklaşan yerel seçimlere nasıl bağlı?
Türkiye'de 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimler muhtemelen Ankara'nın ekonomi politikasında bir dönüm noktası olacak ancak işlerin gidişatı büyük ölçüde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim sonuçlarından ne ölçüde memnun olacağına bağlı olacak.
Mayıs 2023'te yapılan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi'ne bir dönem daha görevde kalma garantisi verdi. Ancak Türkiye'nin bu seçimlerden sonra atanan yeni ekonomi yönetim ekibi, 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimler nedeniyle tam anlamıyla kemer sıkma moduna geçemedi. Her şeyden önce, Erdoğan ve AKP'si, 2019'da ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi'ne kaptırdıkları Türkiye'nin en büyük şehri ve ekonomi merkezi olan İstanbul'un yanı sıra başkent Ankara ve diğer büyük kent merkezlerinin yerel yönetimini yeniden tesis etme konusunda istekli.
Erdoğan uzun zamandır siyasi hedefleri her şeyin üstünde tuttuğunu gösterdi. Ekonomi politikaları aynı zamanda bir bedeli olsa bile siyasi hedefler tarafından yönlendiriliyordu. Şu anda Türk ekonomisini rahatsız eden yüksek enflasyon, büyük ölçüde Erdoğan'ın geçen yılki seçimlere kadar birkaç yıldır inatla izlediği tartışmalı düşük faiz politikasının bir sonucudur. Erdoğan, yeniden seçilmesinin ardından önceki hükümetlerinin yurt içi ve yurt dışında itibar sahibi bir üyesi olan Mehmet Şimşek'i Hazine ve Maliye Bakanı olarak atadı ve onu Türkiye'nin ekonomik toparlanmasından sorumlu tuttu. Merkez Bankası'nın yönetimini de değiştirdi.
Ne değişti?