Türk devlet televizyonu vergi mükelleflerinin paralarını LGBT karşıtı propaganda yaymak için harcıyor

İngilizce duvar resmi

Türkiye’nin kamu yayıncısının İngilizce versiyonu olan TRT World, 8 Şubat’ta “cinsiyet ideolojisinin yayılmasından ve homofobik lobicilikten etkilenenlerin anlatılmamış hikayelerini keşfetmek” amacıyla “Gerçek Renkler” adlı özel bir dijital diziyi yakında yayınlayacağını duyurdu. ”

Vergi mükelleflerinin finanse ettiği kamu yayıncısı, birçok Batılı figürün LGBTİ+ topluluğuna karşı nefret saçtığı sözde belgesel için son derece dramatik bir fragman yayınladı.

Konuşmacıların tamamı topluluğa karşı son derece karalayıcı söylemler kullanırken, bir kişi LGBT topluluğu üyelerini “pedofillere” benzetirken, bir diğeri ise sözde “toplumsal cinsiyet ideolojisi”ni tanımlamak için “totaliterizm”i kullandı.

Ana temasını “LGBTİ+ hareketinin Batı’dan ithal edildiği” fikri olarak beliren belgeselde, LGBTİ+ hakları savunuculuğunu “lobicilik” adı altında faaliyet gösteren “çok kazançlı bir sektör” olarak tasvir ediliyor.

Batılı aşırı sağ gruplar, özellikle de İngiltere ve ABD’de yıllardır aynı retoriği kullandılar ve fikirlerinin çoğunu komplo teorilerine dayandırdılar.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan Yardımcısı İbrahim Uslu, Kanal X’te yayınlanan belgeselin fragmanından alıntı yaparak, “True Colors, yaygınlaşan toplumsal cinsiyet ideolojisi ve LGBT lobilerinden etkilenenlerin anlatılmamış hikayelerini araştırıyor” dedi.

Türk hükümeti, özellikle son yıllarda LGBTİ+ topluluğuna yönelik saldırılarını artırdı ve RTÜK’ü kullanarak medyayı kontrol ederek LGBTİ+ topluluğunun her türlü “iyi” temsilini bastırıyor ve nefret söyleminin yayılmasına izin veriyor.

TRT Global Yayın Koordinatörü Salman Taysim ve TRT Yönetim Kurulu Üyesi Hilal Kaplan da belgeseldeki açıklamalarıyla nefret yaymaya devam etti.

Kaplan, “Batı’dan gelen bu sapkın ideolojiyle uluslararası alanda mücadele etmek için TRT World imzalı çok önemli bir belgesel yolda” dedi.

Türkiye’deki tüm kamu kurumları ve çalışanları, görevlerini yerine getirirken hiçbir vatandaşa ayrımcılık yapmamak anayasal yükümlülüğü altındadır.

Ancak iktidardaki AKP bürokratları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan alt düzey kamu görevlilerine kadar “virüs”, “sapık” gibi son derece aşağılayıcı terimler kullanarak LGBT topluluğuna saldırdı.

Hükümet, 2023 yılı boyunca LGBTİ+ topluluğunun düzenlediği neredeyse tüm etkinlikleri yasakladı ve katılımcıları gözaltına almak ve dövmek için polis gönderdi.