Yurdaer Okur: Deren Talu’nun büyük cesareti
Yurdaer Okur: Sinemaya gitmek pek çok şeyden daha az riskli
◊ “Son Kale Hacıbey” filminiz yayınlandı, bol şans. Filmde kimi canlandırıyorsun?
– Osmanlı Hacıbey Kalesi komutan Ahmet Paşa … Senaryoyu Türkçe okuduk ama sete çıkmadan 1 hafta önce filmde Ukraynaca konuşacağımızı öğrendim. Setteyken hiç bu kadar endişeli olmamıştım.
◊ Ukrayna hatlarını bir haftada nasıl ezberledin?
– Diolag’leri kaydetmek istedim. Tam kulak dolgunluğu ile çalıştım. Bir çevirmen arkadaşı da seti destekledi. Hatta yönetmen son sahnede, “O kadar iyi konuşmaya başladınız ki, size örnek olarak diğer oyunculara göstereceğim.”
◊ Filmde savaş sahneleri var mıydı, at, okçuluk gibi özel eğitim aldınız mı?
– Film, 18. yüzyılın başlarında Rusya ile savaşan Osmanlı İmparatorluğu’nun kalan tek kalesi olan Hacıbey’de yaşananların hikayesini anlatıyor. Çok fazla savaş sahnesi yoktu. Döneme daha saf bir hikaye ile bakıldı. Bu yüzden çok farklı eğitimler aldığımı söyleyemem. Sadece Ukraynaca diyalog eğitimi aldım.
DEREN’DEN BÜYÜK CESARET
◊ Deren Talu, kızınız Fatma’yı canlandırdı. Oyunculuğunu nasıl buldun?
– Deren için ilk sinema deneyiminde dilini bilmediğimiz bir sete girmek büyük bir cesaret. Kendinden emin, hazır ve istekli bir oyuncu adayı gördüm. Başarılı bir şekilde hallettiğine inanıyorum.
◊ Pandemiden sonra oluşan ortam sizi zorladı mı?
– İlk başta daha çok endişeliydik. Her türlü önlemi alsam da dezenfektanla dolaşıyordum. Bir süre makyajımı yaptım. Neyse ki benim için setim açık alandaydı ve hep dışarıda çektik.
Tanrıya şükür o zamanları hiçbir şey olmadan atlattık. Tüm sektörler önlemlerini almaya devam ediyor. Dikkat edilmesi gereken bir dönemdeyiz.
◊ Sinema ve tiyatro salgından en çok etkilenen sektörler arasındadır. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Tiyatro ve sinemalar yüzde 50 kapasite ile çalışıyor. Maske takarak ve sosyal mesafe kuralına uyarak tiyatro veya film izlemek; bir kafede yemekten çok daha az riskli. İnsanlar denemek zorunda.
Lanetten sonra alkış gelir
◊ Birçok yapımda kötü karakterlerle seyirci karşısına çıktınız. Ancak, sizin için büyük bir aşk var. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?
– Bir karakter oyuncusu olarak tanınmak birçok tepkiyi hafifletir. İnsanlar ‘kötü adam’ yerine ‘Yurdaer Okur bu rolü ne kadar farklı, ne kadar iyi oynadı’ diyorlar. En son “7. “Miracle in the Ward” da yarbay karakteriydim. Çok ağır küfürle gelen birçok kişiden hemen parantez içinde “Üzgünüm, kendime engel olamadım” mesajı aldım. Lanetten sonra alkış gelir.
◊ Son yıllarda dijital platformlara ciddi bir geçiş oldu. Bu konudaki fikriniz nedir?
– Televizyon ve dizi sektöründe hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Dijital kanallar arttı. Artık düşük bütçeli projeler yapılmaya başlandı. Projelerin çoğalması, yeni yönetmenlerin ortaya çıkması demektir. Aslında büyük bir savaş var. Bu değişime direnenlerle bu değişimi başlatanlar arasında …
Ben bu değişimi savunanların dikkatli olması gerektiğini düşünen bir oyuncuyum. Biraz dikkatli olmak gerekiyor.
Yapay zeka tarafından yönetilen insanlar haline gelebiliriz. Robotları yönettiğimizi düşünürken, robotlar bizi yönetmemeli. İnsan her zaman kazanacaktır. Oyunculuk her zaman var olacak.
Deren Talu: Genlerimi annemden aldım
büyük şanslar aldım
◊ İlk ciddi projeniz “Son Kale Hacıbey” ile seyirci karşısına çıktınız. Film teklif edildiğinde ne hissettiniz?
– Çok heyecanlıyım. Uluslararası bir proje olması beni etkiledi. Fatma karakterinin cesareti ve babasına olan bağlılığı beni büyüledi. Kesinlikle bu rolü oynamak istediğimi sanıyordum. İlk sinema filmimde tarihi atmosfere sahip bir yapımda yer almaktan gurur duydum.
◊ Canlandırdığınız Fatma kılıç takıyor, ata biniyor … Bu role nasıl hazırlandınız?
– İki ay kılıç ve dövüş eğitimi aldım. Ata binmeyi öğrendim … Ve iki ay boyunca senaryonun Ukraynaca kısımlarını inceledim. Senaryonun yüzde sekseni Ukraynaca idi.
◊ Ayarlanan ortam nasıldı?
– Çalışkan, disiplinli ve yardımsever bir ekiple çalıştığım için set süreci çok keyifli geçti. Yönetmenimiz Konstantin Konovalov bana her konuda yol gösterdi ve Ukrayna vurgusunu doğru bir şekilde yapmama yardımcı oldu. Kreatif direktörümüz Zaza Urushadze, geçen yıl geçirdiği kalp krizinden vefat etti. Çok değerli, bilgili ve nazikti. Aynı zamanda Oscar ödülleri veren Akademi üyesidir. Uluslararası sektörde adından söz ettiren bu tür ustalarla çalışmak benim için inanılmaz bir deneyim oldu.
◊ Yurdaer Okur ile baba kızı oynamak nasıldı?
Yurdaer Okur ile baba kız rolünü oynamak benim için büyük bir şanstı. O çok iyi bir oyuncu ve ona karşı oynamak, duygularımı doğru vermemde büyük bir etki yarattı.
HERKES GÜNCELLENEMEZ
PROJE SEÇİM
◊ Çekimler sırasında sizin için en zor olan neydi?
– Ukraynaca konuşmak … Çünkü diğer dillerden farklıdır ve duymaya alışkın değilim. Ama çevirmen arkadaşımız Lena ile tüm sahnelerde çalıştık ve sonra Ukraynaca konuştukça işin daha kolay olduğunu fark ettim.
◊ İlk oyunculuk ve başrol deneyiminizde zor bir projeyi tercih ettiğinizi düşünüyor musunuz?
– Evet, hem oyunculuk hem de dil becerisi gerektirdiği için herkesin başa çıkamayacağı bir proje seçtiğimi düşünüyorum. Yabancı dillerle çok iyi bir ilişkim var. Böylece Ukraynaca kelimeleri doğru telaffuz edebildim. Ve tabii ki, yabancı bir ülkede ilk kurşunumu çekmek zorlayıcı faktörlerden biri, konfor bölgenizde değilsiniz. Sert bir şeye başlamak her zaman iyidir. İlerleyen süreçlerde zorluklar yaşayacağınız için olay anında pozitifliği ve rahatlığı daha net göreceksiniz.
Baran ile ortaklık
bizim arkadaşlarımız
tanıştık teşekkürler
◊ Kaba bir görünüme sahipsin. Normalde nasıl bir insansın?
– Dışarıdan daha soğuk biriyim, insanları tanıyarak açık ve samimi olan biriyim. Herkese karşı samimi davranıyorum. Hayatımdaki en önemli duygu güvendir. Ve diğer kişiye güvenmek için zamana ihtiyacım var. Ancak bazen tek bir eylem güven sağlayabilir. Dediğim gibi, tüm koşullar iç içe geçtiğinde, samimiyete çok değer verdiğimi söyleyebilirim. Ben de öyle olduğum için, bunu diğerinden beklemeyi bir hak olarak görmek çok mantıklı.
◊ Estetik ameliyat geçirdiğiniz yazılmıştır. Vücudunuzda estetik var mı?
– Ne yüzümde ne de vücudumda.
◊ Baran Tınaz ile iyi bir ilişkiniz var. Aşk nasıl başladı?
– Baran ile ortak arkadaşlarımız sayesinde tanıştık, çok uzun bir sohbet ettik ve o günden sonra hiç ayrılmadık. İşime ve bana saygı duyuyor. Beni mutlu eden ve birbirimize değer katan bir ilişkim var.
Deren Talu ile kısa kısa
◊ Vücudunuzda en çok neyi seviyorsunuz?
– Bacaklarım.
◊ Sevmediğin bir yer var mı?
– Ayak parmaklarım çok uzun …
◊ Kendinizi tek kelimeyle nasıl ifade edersiniz?
– Belirlenen…
◊ Annenizi tek kelimeyle nasıl ifade edersiniz?
– İdol.
◊ En sevdiğin Türk aktris?
– Beren Saat…
◊ En sevdiğin Türk aktör?
– Kıvanç Tatlıtuğ…
◊ En çok nefret ettiğin şey?
– Yalan …
◊ En büyük fobiniz mi?
– Sevdiklerinizi kaybetmek …
◊ Hangi takımı destekliyorsunuz?
– Fenerbahçe.
◊ Tek kelimeyle aşk nedir?
– Güven.
◊ Vazgeçemeyeceğiniz 3 şey?
– Çikolata, kahve ve hayvanlarım …