Depremlerde AFAD ve Kandilli sayıları neden farklı?
Kandilli ve AFAD, depremlerin büyüklüğü ile ilgili rakamları farklı şekilde açıklıyor. Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alanbunun kurumların sismik kayıt istasyonlarının depremin merkezine uzaklığı ve sismik kayıt ağlarının yaygınlığıyla ilgili olduğunu söylüyor.
Alan, neredeyse her depremden sonra rakamların revize edildiğini ve birkaç gün sonra kurumların da benzer sonuçlara ulaştığını vurguluyor.
Gazete DuvarıJMO Başkanı Hüseyin Alan’a konuşan JMO Başkanı Hüseyin Alan, her iki kurumun da aynı bilimsel yöntemlere bağlı kaldığını ve Richter ölçeğini kullandığını, sayı farkının önemli olmadığını söyledi:
“Bunun üç sebebi var. Bunlardan biri, kurumların sismik kayıt ağlarının yaygınlığıdır. Diyelim ki İzmir’de deprem oldu. Merkez üssüne yakın en az üç noktadan sismik kayıtlar almanız gerekir. Ne kadar çok kayıt alırsanız, o kadar doğru tahmin edersiniz. AFAD ve Kandilli, Türkiye’de sismik ölçümler yapan önemli kuruluşlar. AFAD’ın Türkiye genelinde çok daha geniş bir ağ var. Bu ekonomik güçle ilgili. Bir üniversite araştırma kurumu olduğu için Kandilli Rasathanesi’nin ağı biraz daha sınırlı. Sonuç olarak depremin meydana geldiği bölgeye yakın yeterli ağınız yoksa çözümlerinizde hatalar olabilir. “
Yapılan ölçümleri etkileyen bir diğer faktör de sismik kayıt istasyonlarının bakımı ve kontrolüdür. Alan, bu durumun ölçüm üzerindeki etkisini şu şekilde açıklamaktadır:
“Bazen bunlar apartmanlarda, bazen alt katlarda veya kurumların bahçelerinde olabiliyor. Bakım ve kontroller gereği gibi yapılmazsa, aldığınız kayıtların kalitesi bir miktar düşebilir. “