ABD SEÇİMİ SON DAKİKA Trump’ın Türkiye raporu: Beş olaya damgasını vuran dört yıl – Haberler
Salı-Çarşamba günleri birbirine bağlanan gece Oval Ofis’te ikinci dört yıllık görev süresi için Demokrat aday Joe Biden ile yarışacak olan ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’daki ilk dört yıllık görev süresini tamamlamak üzere.
Uluslararası ilişkiler yönetiminde Trump’ın imzasına dair pek çok anının dört yıllık molasında dış politika gündeminin önemli maddelerinden biri de Türkiye ile ilişkiler oldu.
Pek çok uzman, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Trump arasında gelişen kişisel dostluk sayesinde iki ülke arasındaki ilişkilerin belli bir çizgide ilerlediğini iddia etse de son dört yılda Türk-Amerikan ilişkileri tarihin en kötü süreçlerinden geçti. zamandan zamana.
Donald Trump’ın dört yıllık başkanlığı sırasında Türk-Amerikan ilişkilerinin durumuna ve önemli olaylara odaklandık.
5. YPG’YE GÖNDERİLEN SİLAHLAR
Suriye’de yaklaşık 10 yıldır devam eden kanlı iç savaş başladığında Barack Obama hala Beyaz Saray başkanlığındaydı. Ülkedeki iç savaş dengesi 10 yıl içinde defalarca değişti, ABD başkanlık seçimlerinde iki kez yapıldı, Türkiye’nin rolü ve savaş politikası zamanla dalgalandı.
Ancak Türkiye-ABD ilişkilerinde Suriye, İç Savaş’ta yıllar içinde önemli rol oynamıştır. Washington’un Obama döneminde başlayan Suriye’de YPG’yi destekleme politikası Trump yönetiminde devam etti. ABD yönetimi, PKK uzatma teşkilatına ağır silah ve mühimmat dolu tırlar göndererek örgütün Suriye’deki unsurlarına yıllarca eğitim verdi.
Bu durum Ankara-Washington hattında gerginliğe neden oldu. Trump yönetiminin görevde olduğu 4 yıl boyunca konu her üst düzey toplantıda gündeme geldi, ancak taraflardan hiçbiri bu konudaki politikasında bir değişiklik yapmadı.
4. SURİYE’YE YÖNELİK OPERASYON VE MEKTUP KRİZİ
Türk-Suriye ilişkilerinde, Amerikan İç Savaşı’nın altını çizen Türk-Suriye ilişkileri, iki taraf arasındaki krizde şüphesiz önemli gelişmelere yol açan, Suriye’de Türkiye’ye sınır ötesi operasyonlar düzenleyerek gerçekleşmiştir.
Bölge için ilk olarak Fırat Kalkanı’nın batısındaki menbiç ve operasyonu gerçekleştiren zeytin dalı, ardından Türkiye’yi kontrol eden kontrol ypg’nin doğusundaki bölge teşkilatlarının ABD korumasına alınmaması için askeri saldırı yapılmaması daha fazla kalın ve bölge duyulabilir bir şekilde ifade edilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Trump arasında 14 Aralık 2018’de yapılan telefon görüşmesi, Trump döneminde Türk-Amerikan ilişkilerine damgasını vuran olaylardan biriydi. ABD medyası görüşmede Erdoğan’ın Trump’ı Suriye’den çekilmeye ikna ettiğini yazarken, Trump görüşmenin ardından bir süre paylaştı, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, IŞİD’den Suriye’de kalanları yok edeceği bilgisini verdi … yapabilir. üstelik Türkiye ve Suriye’nin ‘yan komşusu’ yapmalı. Askerlerimiz eve dönüyor! “ifadelerini kullandı.
Trump ayrıca ABD birliklerinin Suriye’den çekilmesini öngören kararı imzaladığını da bildirdi.
Ancak Amerikan askerlerinin Suriye’den çekilmesi hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmedi. Uzayan sürecin ardından Ekim 2019’da bu dönemde Türkiye Menbiç Baharı Doğu İçin Barış Harekatı’na başladı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın operasyonun başladığı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığı mektup da Türk-Amerikan ilişkileri tarihine girme niteliğindeydi. Türkiye’nin askeri operasyonlara yeşil ışık yaktığını gösteren Trump mektubu, “Sayın Cumhurbaşkanı, iyi bir anlaşma yapalım! Binlerce insanı öldürmekten sorumlu tutulmak istemiyorsunuz ve biz de mahvetmekten sorumlu olmak istemiyoruz. Türk ekonomisi ve biz yaptık. Bunu bir Pastor Brunson olayı örneği yaşadık. “ifadelerini kullandı.
Trump’ın mektubu, “Bu işi düzgün ve insanca yaparsanız, tarih sizi iyi yazacaktır. İyi şeyler olmazsa, sizi her zaman sonsuza kadar iblis olarak görürler. Sert adamı oynamayın. Aptal olma! Seni sonra ararım. “
Trump’ın mektupta ve mektupta kullandığı dil uzun süre konuşulurken, Ankara mektubun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından reddedilerek çöpe atıldığına dair açıklamalarda bulundu ve mektubu “diplomatik nezaketten yoksun” olarak nitelendirdi.
3. HALKBANK VE REZA KAYBI
Türkiye-ABD ilişkilerinde uzun süredir gündemdeki konulardan biri Trump da Halkbank davasıydı.
İran asıllı Türk vatandaşı Reza Zarrab’ın ABD’nin Halkbank nedeniyle İran’a uyguladığı yaptırımları ihlal ettiği iddiasıyla ABD’de açılan davada Zarrab, savcı ile işbirliği yapmayı kabul ederek tanık koltuğuna oturdu.
Davadaki tek sanık olan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla, yargılamada 32 hapis cezasına çarptırıldı.
Halkbank davasının Erdoğan-Trump görüşmelerinde defalarca gündeme geldiği iddia edildi.
Eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, görevden ayrıldıktan sonra Halkbank davasıyla ilgili kaleme aldığı kitapta; Mayıs 2018’de, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Trump’a, New York Güney Bölge Savcılığı tarafından soruşturulan bir Türk firmasını İran yaptırımlarını ihlal ettiği için suçlamayacağını iddia eden kısa bir not gönderdi. Adamı olmadığını, Obama’nın adamları olduğunu söyledi ve sorun kendi adamları yerine geçince çözülecekti. “ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz günlerde The New York Times’da yayınlanan bir makalede, Trump’ın uzun süredir Türkiye’nin talebi üzerine Bankanın yargılamasını durdurmaya çalıştığı iddia ediliyordu.
2. KRİZ YARATAN RAHAT: ANDREW BRUNSON
Trump, Türk-Amerikan ilişkilerindeki tek dönem değil, belki de tarihin en çalkantılı süreçlerinden biri olan Amerikalı rahip Andrew Brunson, Türkiye’de tutukluluk nedeniyle yaşandı.
Aralık 2016’da 15 Temmuz soruşturmasında kimliği belirsiz bir tanığın ifadesinin ardından FETÖ ve PKK bağlantıları ve casusluk suçlamasıyla tutuklanan rahip Andrew Brunson, Trump’ın başkanlığı döneminde öncelikleri arasında yer aldı.
Yurtdışında tutuklanan Amerikan vatandaşlarını öncelikli politikalarından biri olarak iade etme kararı alan Trump yönetimi, Mayıs 2017’de Washington’da yapılan Trump-Erdoğan görüşmesinde konuyu ilk kez masaya yatırdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuyla ilgili ilk tepkisi Eylül 2017’de geldi. Beştepe’de yaptığı konuşmada Erdoğan, FETÖ elebaşı Gülen’i rahip Brunson ile değiş tokuş etme fikrini gündeme getirerek, “Bize rahibi ver diyorlar, bir rahibin var. Siz bize verin, biz de size yargı önünde yapalım. “
Ertesi yıl, nisan-mayıs ilişkilerde Brunson’ın gündemi ile başladı. ABD rahibinin tahliye taleplerinin reddedilmesinin ardından Trump, “Brunson masum. O bir casussa, ben de onun casusuyum” ifadelerini kullandı.
Karşılıklı açıklamaların ardından Andrew Brunson, 25 Temmuz’da sağlık sorunları nedeniyle ev hapsine alındı.
Ancak ABD’den gelen açıklamaların tonu düşmedi. 26 Temmuz’da Mike Pence ve ardından Trump’tan keskin açıklamalar geldi. Trump, ‘yaygın yaptırımlar’ tehdidinde bulunurken, Pence, “Brunson’ı derhal serbest bırakın veya sonuçlarına katlanmaya hazır olun” dedi.
ABD yaptırımlarından ilki 1 Ağustos 2018’de geldi. ABD yönetimi, İçişleri Bakanı Soylu ve Adalet Bakanı Gül’ün mal varlıklarının dondurulmasına ve ABD’ye girişlerinin kısıtlanmasına karar verdi. İkinci yaptırım kararı 13 Ağustos’ta geldi Başkan Trump, Türkiye’nin çelik ve alüminyuma yönelik gümrük vergilerini ikiye katladığını açıkladı.
Türkiye’de bir şok yaratan ve piyasa ekonomisi yaratan ardışık yaptırımlar, Ankara’nın ABD yaptırımlarına karşılıklı olarak karşılık verdi.
Brunson krizi, 12 Ekim’de ABD rahibesinin ev hapsinin kaldırılmasıyla sona erdi. Brunson, kısa süre içinde ABD Türkiye’den ayrılırken, dönüşler Beyaz Saray’a ev sahipliği yapıp dönmüyor. ABD Başkanı Trump, Brunson’ın serbest bırakılması için Başkan Erdoğan’a teşekkür etti.
1. S-400 HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ
Türk-Amerikan ilişkilerinin önemli gündemlerinden biri olan ABD Başkanı Donald Trump dönemi, Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 hava ve füze savunma sistemleri oldu.
Türkiye HİÇBİR SORUMLULUĞU satın almıyor, Washington S-400 füzelerinden Türkiye’ye itirazlara rağmen sert itirazlar yükseldi. Washington bu sefer füzelerin çalıştırılmamasını talep etse de krize neden olan füzeler ABD seçimlerinden kısa bir süre önce aktif hale getirildi ve test edildi.
Amerikan kongresi, S-400’e Türkiye’ye yönelik füze yaptırımlarının hazırlıklarına girdi, Türkiye’den ABD’den satın alınan F-35 savaş uçağı teslimi gerçekleşmedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’den gelen yaptırım tehditlerine “Kiminle dans ettiğinin farkında değilsin. Zaten geç kalmayın” sözleriyle cevap verdi.
Sonuç, S-400 krizinde yaşanan Türkiye-ABD ilişkilerinde uzun süre kaldı, Trump’ın ilk dört yıllık dönemi çözülemedi.
Daha önce Türkiye’nin Patriot füzesinin Obama dönemi sorunlarının S-400’ü satışının bir sonucu olduğunu ve Türkiye’nin haklı çıkması durumunda Trump’ın bir kez daha başkan seçildiğini ifade eden, Türkiye gündemindeki en önemli madde S-400 hava ve hala füze savunma sistemi görecek.