AB, sığınma yasasında “tarihi” reform yapmayı kabul etti
Ancak AB hükümetleri, yetkilileri ve milletvekilleri, bloğun yeni sığınma ve göç anlaşmasına ilişkin ön anlaşmayı “tarihi” olarak selamladılar ve bunun, insan haklarının korunmasını sağlarken artan sayıdaki düzensiz varışlarla başa çıkmak için prosedürleri güncelleyeceğini söyledi.
AB üye ülkeleri ve blok milletvekilleri arasındaki uzun müzakerelerin ardından varılan yasal reformun hâlâ Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu tarafından resmi olarak kabul edilmesi gerekiyor.
Bunun, AB seçimlerinin bir sonraki parlamentoyu belirleyeceği Haziran 2024’ten önce gerçekleşmesi bekleniyor.
Milliyetçi, göçmen karşıtı partilerin parlamentoda daha fazla sandalye kazanacağı tahmin ediliyor, bu da yüksek yaşam maliyetleriyle mücadele eden AB seçmenleri arasındaki daha sert tutumu yansıtıyor.
AB Komisyonu başkanı Ursula von der Leyen, “göçü yönetmede adil ve pragmatik bir yaklaşım” konulu “tarihi” anlaşmayı memnuniyetle karşıladı.
Aralarında Fransa, Almanya, İspanya ve Hollanda’nın da bulunduğu birçok AB ülkesi de anlaşmayı memnuniyetle karşıladı.
İtalya İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi, üzerinde anlaşmaya varılan reformu “büyük bir başarı” olarak nitelendirdi ve kendisi gibi ön saflarda yer alan ülkelerin “artık yalnız hissetmediklerini” söyledi.
Ancak dışişleri bakanı Peter Szijjarto, düzensiz göçmenleri veya bunu yapan ülkelere para ödeyen ülkeleri kabul etmeye karşı çıkan Macaristan’ın anlaşmayı “mümkün olan en sert şartlarda” reddettiğini söyledi.
– Daha hızlı tarama –
AB reformu, düzensiz girişlerin daha hızlı taranmasını, sınırlarda gözaltı merkezlerinin kurulmasını, reddedilen sığınmacıların hızlandırılmış sınır dışı edilmesini ve büyük göç akışına sahip güney ülkelerinden gelen baskıyı hafifletmek için bir dayanışma mekanizmasını içeriyor.
Komisyon’un üç yıl önce öne sürdüğü teklife dayanan revizyon, sığınmacının girdiği ilk AB ülkesinin bu kişinin durumundan sorumlu olduğu yönündeki mevcut ilkeyi koruyor.
Ancak Akdeniz ülkeleri İtalya, Yunanistan ve Malta’da olduğu gibi, çok sayıda turistin geldiği ülkelere yardım etmek için zorunlu bir dayanışma mekanizması devreye sokulacak.
Bu, belirli sayıda göçmenin diğer AB ülkelerine veya göçmen kabul etmeyi reddeden ülkelere yeniden yerleştirilmesinin, bunu yapanlara mali veya maddi katkı sağlayacağı anlamına geliyor; Budapeşte buna şiddetle karşı çıkıyor.
Reform aynı zamanda sığınmacıların taranmasını da hızlandırıyor, böylece uygun görülmeyenlerin hızlı bir şekilde evlerine veya geçiş ülkelerine geri gönderilebilmesi sağlanıyor.
Sınırlarda gözaltı merkezlerinin kurulmasını gerektiren bu prosedür, sığınma başvurularının yüzde 80’inden fazlasında reddedilen ülkelerden gelen düzensiz göçmenler için geçerli olacak.
Milletvekilleri, küçük çocuklu ailelere uygun koşulların sağlanacağını, insan hakları denetiminin yapılacağını ve ücretsiz hukuki danışmanlık sağlanacağını söyledi.
Diğer bir nokta ise, çoğu savaştan olmak üzere iki milyondan fazla sığınmacının AB’ye geldiği 2015 ve 2016’da olduğu gibi, önemli akın dönemlerinde sığınmacılara yönelik korumanın azaltılabileceği önerilen bir “artış tepkisi”dir. -parçalanmış Suriye.
– Hayır kurumlarından eleştiri –
Göçmenlere yardım eden düzinelerce hayır kurumu değişiklikleri eleştirdi.
Gemi kurtarma örgütü Sea-Watch, anlaşmanın “denizde daha fazla cana mal olacağını” belirterek bunun “Avrupa’nın sağcı partilerine bir selam” olduğunu savundu.
Oxfam, yeni paketin “birçok açıdan mevcut sistemden çok daha kötü” olduğunu söyledi. Göç uzmanlarından biri olan Stephanie Pope, bunu “insan hakları ve mülteci hukukunun temel ilkelerinin tehlikeli bir şekilde parçalanması” olarak nitelendirdi.
Uluslararası Af Örgütü “muhtemel sonucun, bir kişinin AB’ye sığınma yolculuğunun her adımında çektiği acının artması olacağını” belirtirken, Danimarka Mülteci Konseyi ise “AB’nin mültecileri koruması, onların işlerini zorlaştırmaması gerektiği”nden şikayetçi oldu. “.
Bu endişelere rağmen Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis, “katı ama adil bir göç politikası uygulama” çabalarından “memnuniyet” duyduğunu ifade etti.
BMMYK şefi Filippo Grandi ise anlaşmanın “çok olumlu bir adım” olduğunu ve BM mülteci örgütünün anlaşmanın yürürlüğe girmesi halinde “tavsiye ve destek sağlamaya hazır” olduğunu söyledi.
AB, giderek artan sayıda düzensiz giriş ve sığınma başvurusu kaydediyor.
Bu yılın ilk on bir ayında, AB sınır dairesi Frontex, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 17 artışla bloğa 355.000’den fazla düzensiz sınır geçişi kaydetti.
AB sığınma ajansına göre sığınmacıların sayısı bu yıl bir milyonu aşabilir.
rmb-alm/jm