Türkiye’de gerçekten bazı şeyler ipin ucunda koştu.
Gündem o kadar hızlı değişiyor ki hem onları izlemekten sıkılıyoruz hem de yeni bir gelişme olduğu için bir öncekini unutuyoruz.
Ekonomi ile ilgili bazı manşetler vereceğim ve neler olduğunu ve bizi nelerin beklediğini anlatmaya çalışacağım.
Öncelikle en sık sorulan soru borsa ile ilgili:
Sırt çantası:
Borsada yurt dışı satışlar nefes almadan devam ediyor. Merkez Bankası’nın faiz kararından sadece bir hafta önce para girişi oldu. Çünkü Merkez Bankası’nın faiz artırımı hafife alındı. Merkez tersine döndü ve faiz oranlarını sabit tuttu. Bu, yabancının kaldığı yerden satış yapmasına neden oldu. Borsa artık tehlikeli bir noktada. Özellikle büyük sanayi şirketlerinin hisse senetleri dışında yoğun manipülatif eylem var ve manipülatörler de kaçmak için fırsatlar arıyor. Türkiye ekonomisi borsadaki yükselişi desteklemiyor. Bu nedenle dikkatli olmakta fayda var. Borsayla ilgili tek olumlu gelişme dolar bazında sürekli daha ucuz olmasıdır. Dolar yükseldikçe yabancılar için hisse senedi fiyatı boş bir dosyadan daha ucuzdur.
Faiz:
Faiz oranları nefes almadan yükseliyor. Basitçe adlandırılmamış. Merkez Bankası arka kapıdan geçerek bankaların fonlama oranını yükseltti. Dolayısıyla bankaların faiz oranlarını yükseltmesine neden oldu. Şu anda piyasadaki mevduat oranı yüzde 13 civarında. Mevduat faizlerinin önümüzdeki günlerde yüzde 15’e çıkması bekleniyor. Merkez Bankası, para birimine karşı faiz silahını çekmelidir. Bu silahı kullanırsa faiz oranlarında yine yüzde 15-17 görebiliriz. Türk lirası mevduat için cazip bir dönem geliyor.
Yabancı para birimi:
Para neden buraya geldi? İnsanlar bazen soruyor, Türk lirası burada gerçekten değerini hak ediyor mu? Beceriksiz bir para politikası ülkenin parasını damgaladı. Dolar haftayı 8.350 seviyesinden kapattı. Hükümet birkaç ciddi hata yapmazsa, daha ileri gideceğini sanmıyorum. Ancak, dediğim gibi, birisi çıkıp konuşmadığı ve manipüle etmediği sürece. Çünkü politikacıların konuşmalarından sonra hep yükselen doların yükselişine bakın. Merkez Bankası Başkanı konuştu ve dolar 8 TL’yi aştı. Bu nedenle siyasetçilerin dolar endeksi için yaptığı konuşmaya uyulmalıdır.
Altın:
Bir süre önce tekrar yazdım. Bunların arasında Türkiye’nin merkez bankasının elinde bir takım ciddi altın stokları var. Bunlar yıllardır topluyor. Salgın nedeniyle altın çok yükseldi ve Merkez Bankası’nın satabileceğini söyledim. Nitekim, Türkiye ve bazı ülkelerin Rusya gibi merkez bankalarına altın satmaya başladığı görülüyor. Bu bankaların elinde tonlarca var ve ciddi para çekilmesine neden olabilir. Altın, yurtdışında ons olarak değer kaybediyor. Peki neden Türkiye’de yükseliyor? Bunun tek bir sebebi var: Türkiye yüzünden yurt dışından ithal edilen altının dolar fiyatını yükseltmesi. Dolar ne kadar yüksekse Türkiye’de altında artıyor. Aslında hiçbir şey değişmedi. Altın veya dolar. Ancak dış pazarlar kötüye gidiyor.
Konut:
Konut en sık sorulan sorulardan biridir. Faiz oranları yükseliyor. Konutu satın alma fırsatını mı kaybettiniz?
O fırsat hiç gelmedi! Faiz indirimi ile geldiğini düşündüğünüz bu fırsat size göre değildi. Müteahhitleri kurtarmak için bir fırsattı. 500 bin liralık ikametgahın 700 bin liraya satılmasını sağladılar. Faiz oranlarının düştüğü doğru, ancak diğer yandan konut fiyatları ikiye katlandı. Bakın bakalım faiz düştü diye 500 bin liralık evi 700 bin liraya alan adam şimdi 500 bin liraya satabilecek.
Türkiye daha çok karşılaşan en büyük sorundu. Bu sorunun adı işsizliktir. Başkan ateş etmeyi kalıcı olarak yasaklar. Bu yıllarca sürmeyecek! Birkaç ay içinde süresi dolacak. Bu sürecin sonunda yüzbinlerce kişi işsiz kalacaktır. Açıkçası bu insanların aldıkları ipotek kredilerini nasıl ödeyeceklerini çok merak ediyorum.
Elbette nakit parası olanlar için durum farklı! Faiz oranlarının yükselmesiyle birlikte konut satın alma fırsatının kendilerine yakın olduğunu söyleyebiliriz. Ama krediyle düşünenler bunu hayal bile etmemeli.