İlk başvurular, Türkiye’nin tartışmalı kentsel dönüşüm yasasında yapılan değişikliklerle ortaya çıkan endişeleri doğruluyor
6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu’nda 6/A maddesi olarak bilinen yasal düzenleme var. Büyük ilgi görüyor Özellikle depreme yatkın bölgelerde mülkiyet hakları üzerindeki potansiyel etkisi nedeniyle. 2019’da eklenen bu hüküm, özel mülkiyetin kamu yararına hazineye devredilmesi konusunda resen karar verilmesine olanak tanıyor ve bunun ev sahipleri ve kentsel yeniden geliştirme süreci üzerindeki etkileri konusunda tartışmalara yol açtı.
Hatay’ın Samandağ kent merkezindeki 1,6 hektarlık alan, 6/A maddesinin uygulanmasıyla dört ay önce “korunan alan” (yani genellikle güvenlik nedeniyle kamu yararına ayrılmış) ilan edildi. Belirlenen bölgede iki evi bulunan Habib Yabar’a yakın zamanda kısa mesajla atamanın Kasım 2023 esasına göre yapıldığı bilgisi verildi. değişiklik Kanun No.6306O tarihten önce uygulamaya konulmasına şaşırdığını ifade etti. Ayrıca yerel yetkililerin, randevu öncesinde sakinlerin rızasının alındığı konusunda kendisine bilgi verdiğini söyledi. İnsanların yaşadığı ve iş yaptığı, istikrarlı binaların bulunduğu bir alanın neden ayrılmış alan olarak belirlendiği konusunda kafa karışıklığını dile getirdi.
Gazit Duvar’da yazan gazeteci Bahadur Özgür geçtiğimiz günlerde A’nın sunumunu yaptı. Kapsamlı eleştirel analiz Yeni Kentsel Dönüşüm Kanunu, İstanbul’daki mülk mülkiyeti ve yeniden imar üzerindeki etkilerine odaklanıyor.
Kentsel Dönüşüm Kanunu 11 yıldır yürürlükte ve 2019 yılından bu yana 6/A olarak bilinen, “Yıkılma riski taşıyan binaları” diğer tehlikeli binalardan ayıran bir maddeye yer veriyor. Bu özel sınıflandırma aynı zamanda Kentsel Dönüşüm Dairesi’nin, zorla giriş ve değerlendirmeler için polis desteği de dahil olmak üzere ev sahibinin izni olmadan kararlı eylemlerde bulunmasına da olanak tanıyor.
Bir binanın “çökme riski altında” olduğu tespit edildiğinde mülkün üzerine bir duyuru asılıyor ve yerel idari ofislere ilan veriliyor. Ev sahiplerine itiraz etmeleri için yalnızca iki gün süre tanınırken, yönetimin itirazları incelemesi için üç günlük bir süre bulunuyor. Kısa zaman dilimi, deprem bölgelerinde yaşayanların etkili bir şekilde müdahale etme fizibilitesine ilişkin soruları gündeme getiriyor.
Kanunun en tartışmalı yönü, mülkiyetin bir risk olarak görülmesi durumunda ortaya çıkıyor. Arsa daha sonra Hazine adına tescil edilir ve Hazine inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi verebilir. Ev sahiplerine dönüşüm öncesinde mülklerinin değeri kadar tazminat teklif ediliyor ve yeni projedeki pay için aradaki farkı karşılamaları gerekiyor. Aradaki farkın ödenmemesi mülk kaybıyla sonuçlanarak AKP hükümetinin mülke kolayca el koymasına olanak tanıyor.
2019 yılında İstanbul’da tekrarlanan yerel seçimlerden kısa bir süre sonra yürürlüğe giren bu yasa, o dönemde kamuoyunun incelemesinden kaçmış ve sendikaların, STK’ların ve siyasi partilerin katılımından yoksun kalmıştı. Bu yasanın, İzmir’in Beraklı ilçesinde deprem sonrası yeniden yapılanma ve İstanbul’un mahallelerindeki kentsel dönüşüm de dahil olmak üzere Türkiye genelinde çok sayıda kentsel dönüşüm projesinde uygulanması, yasayı artık kamuoyunda tartışmanın ön sıralarına taşıdı.