İsrail’in Gazze’deki savaşı nedeniyle Türkiye’deki boykot Coca-Cola ve Nescafe’ye de sıçradı
ANKARA – Türkiye’de İsrail’e karşı protestolar büyüyor; TBMM, çok sayıda üniversite ve yerel belediye, İsrail’in Hamas’a karşı savaşına destek verdikleri iddiasıyla büyük çokuluslu markalara karşı boykota katılıyor.
Türk parlamentosu bu hafta kafelerin “İsrail saldırganlığını” desteklediği iddiasıyla çokuluslu şirketlerin ürünlerinin satışını yasakladı. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, kararı Karadeniz Bölgesi’nde açıklayarak vatandaşlara davayı takip etme çağrısında bulundu.
“İsrail saldırganlığını destekleyen firmaların Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kullandığı hiçbir ürünü kullanmayacağız. Artık almayacağız, almış olduğumuz ürünleri de iptal edeceğiz” dedi.
Kurtulmuş, markaların isimlerini vermekten kaçındı ancak Coca-Cola ve Nescafe ürünleri meclisteki restoran ve kafeteryalardan kaldırıldı. Haber ilk olarak bağımsız haber kaynağı T24’te duyuruldu. Boykotu doğrulayan bir açıklama yapan Kurtulmuş ve ofisi, bu markaların İsrail’in Gazze’deki eylemlerine nasıl destek verdiği konusunda bir açıklama yapmadı.
Coca-Cola ve Nestlé’nin Türkiye’deki ofislerine yorum için ulaşılamadı. Nestlé geçen ay, savaşa yanıt olarak “ihtiyati tedbir” olarak İsrail’deki fabrikalarından birini geçici olarak kapattığını açıklamıştı.
Akademik boykot
Ayrı ayrı, çok sayıda Türk üniversitesi İsrail akademik kurumlarına karşı akademik boykot ilan etti.
Bunların arasında, üniversitenin tartışmalı rektör atamaları nedeniyle iki yılı aşkın süredir akademisyenler ve öğrenciler tarafından protestolara sahne olan İstanbul’daki Boğaziçi Üniversitesi de var.
Üniversite Çarşamba günü Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak yayınlanan bir bildiride İsrailli akademisyenlerle işbirliği yapmaktan kaçınacağını söyledi. “Küresel akademik topluluğun bir parçası olarak, kalıcı bir ateşkes sağlanana kadar sessiz kalmayı veya İsrail’in Filistinli sivillere yönelik muamelesini desteklemeyi seçen kurumlarla veya İsrailli akademisyenlerin temsilcileriyle her türlü akademik işbirliğinden kaçınma niyetimizi beyan ediyoruz.” Okudum.
Çokuluslu markaların boykotuna giderek artan sayıda yerel belediye katıldı. Anadolu’nun haberine göre, ülkenin farklı bölgelerindeki bir düzineden fazla yerel yönetim, İsrail’de üretilen ürünlerin kendi tesislerinde satışını durduracaklarını duyurdu.
Bu ayın başlarında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en küçük oğlu Bilal Erdoğan, çok uluslu markaların boykot edilmesi çağrısında bulundu. Demirören Haber Ajansı’nın aktardığına göre Demirören, “Öncelik İsrail’i alenen destekleyen markalara, sonra İsrail’i alenen kınamayan, sonra da Filistin’i desteklemeyen markalara verilmeli” dedi. Kendisi de çağrıyı yineleyen Türkiye’nin devletin Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ile birlikte konuşuyordu.
Başta Coca-Cola ve McDonald’s olmak üzere büyük çokuluslu markalar, İsrail-Filistin çatışması karşısında sıklıkla protestoların ve bölgesel boykotların hedefi oluyor. Geçtiğimiz ay İsrail karşıtı protestolar sırasında Türkiye genelinde çok sayıda McDonald’s mağazası tahrip edildi.
Artan boykot karşısında ABD’nin Ankara Büyükelçiliği bir güvenlik alarmı yayınlayarak vatandaşlarına dikkatli olmaları çağrısında bulundu.
“Barışçıl amaçlansa bile herhangi bir toplantı şiddete dönüşebilir. Tanınmış Amerikan kahvehaneleri ve fast food zincirlerinde son protestolar [Turkey] Büyükelçiliğin web sitesinde yer alan uyarıda, “İşler kesintiye uğradı ve vandalizme, mal hasarına ve bazı kişilerin yaralanmasına dönüştü” denildi.
Hafta sonu, şirketin İsrail’deki şubesinin İsrail askerlerine indirim teklifini protesto etmek amacıyla İstanbul’daki yerel bir McDonald’s mağazasına fare salan bir kişinin görüntüleri sosyal medyada yayıldı.
Protestolar üzerine şirket, McDonald’s İsrail ile McDonald’s Türkiye arasında hiçbir bağlantı bulunmadığını belirten bir açıklama yayınladı.
Hedeflenen Starbucks
Daha önce, Türkiye’nin devlet demiryolu şirketi de, şirketin Filistin yanlısı bir tweet nedeniyle ABD’deki işçi sendikasına karşı açtığı davayı gerekçe göstererek, Starbucks ürünlerini yüksek hızlı tren hatlarındaki kafeteryalardan kaldıracağını açıklamıştı.
Türk hükümeti, Hamas’ın çoğu sivil en az 1.400 İsraillinin öldürülmesi ve aralarında çocuklar, yaşlılar ve üçüncü ülkelerden gelen göçmenlerin de bulunduğu yaklaşık 240 kişinin kaçırıldığı İsrail’e yönelik benzeri görülmemiş saldırısının ardından başlangıçta ılımlı bir tavır aldı. . Vatandaşlar rehin.
Ancak Gazze’de insani kayıpların arttığı bir dönemde, özellikle de İsrail’in mülteci kamplarını, ibadethanelerini ve sivillerin sığındığı okulları bombalamasının ardından Türk hükümetinin tavrı çarpıcı biçimde değişti. Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı’na göre, bombalamalarda aralarında binlerce çocuğun da bulunduğu 10.000’den fazla insan öldürüldü. Erdoğan, İsrail’in eylemlerini “soykırıma varan” olarak nitelendirdi.
İsrail, güvenlik endişeleri nedeniyle geçen ay Türkiye’deki tüm diplomatik personelini geri çağırmış ve Ankara’nın İsrail karşıtı tonunu tırmandırdığına dikkat çekmişti. Türkiye, Yahudi devletinin uluslararası toplum tarafından yapılan ateşkes çağrılarına yanıt vermeyi reddetmesini gerekçe göstererek hafta sonu İsrail büyükelçisini de geri çağırdı. Türk ve İsrail hükümetlerinin attığı adımlar, geçen sonbaharda yeniden kurulan ikili ilişkilerin normalleşmesi konusunda şüphe yarattı.
Bu makale elçiliğin güvenlik uyarısını içerecek şekilde güncellendi.