Kürt avukat Taher Alji’nin duruşmasındaki gecikme Türkiye’de eleştirilere yol açıyor
Kürt avukat Tahir Elji’nin öldürülmesi davası Gecikmiş 6 Mart 2024’e kadar hukukçular ve sivil toplum liderlerinin sert eleştirilerine yol açtı.
28 Kasım 2015’te Diyarbakır’da (Amed) öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı ile öldürülen tanınmış avukatın sansasyonel davasının sekizinci duruşması Çarşamba günü Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
🔴 Bir Türk mahkemesinin Tahir Elji cinayeti davasını 6 Mart 2024’e ertelemesi, yasal temsilcilerin delillerin göz ardı edilmesi ve taleplerin yerine getirilmemesi konusundaki endişelerini dile getirmesiyle sert eleştirilere yol açtı.#Tahir Alşi | #Herkes için adalet | #TwitterKurdları
– Medya Haberleri (@1MedyaNews) 30 Kasım 2023
Elci, Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerde uygulanan sokağa çıkma yasağını eleştirdiği basın toplantısı sırasında vuruldu.
Diyarbakır Barosu’nun mevcut başkanı Nahit Eren, mahkeme sürecinden duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi. Mahkemenin davanın tüm gerçeğini ortaya çıkarma konusundaki kararlılığını sorgulayarak, “Önceki sekiz oturumda ilettiğimiz taleplerimiz kısmen karşılandı ancak bu sefer tüm talepler reddedildi” diye ekledi.
Elci ailesinin avukatı Gamze Yaltsin Elboğa, delillerin yetersiz ele alındığına dikkat çekerek, “boş kovanların ve mermi çekirdeklerinin olay yerinde toplanmadığını” belirterek soruşturma sürecinde ciddi bir aksaklığa işaret etti. Ayrıca aileyi temsil eden diğer avukat Mahsuni Karaman da polis kayıtlarındaki tutarsızlıklara dikkat çekti. “12 saniyelik video kaydı düzenlendi” dedi ve delillerin tahrif edilmiş olabileceğini öne sürdü.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinec Sakan, delil toplama aşamasının tamamlanması kararını eleştirdi. Yetkili, “Bugün kararı ile mahkeme, kanıt toplama sürecinin sona erdiğini açıkça belirtti” ve kapsamlı bir inceleme yapmadan duruşmayı sonuçlandırmaya doğru aceleci bir hareket olduğunu gösterdi.
Bu dava, yalnızca Kürt toplumu üzerindeki etkisi nedeniyle değil, aynı zamanda Türkiye’de polisin hesap verebilirliği ve yargı şeffaflığının sağlanmasında karşılaşılan zorlukların bir sembolü olarak da büyük ilgi gördü. Avukat Orhan Kemal Cengiz, davanın daha geniş boyutlarına dikkat çekti: “Bu dava hiçbir zaman burada bitmeyecek… Bu mahkemede reddedilen tüm taleplerimiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yaşam hakkına aykırı kararları olarak buraya geri dönecek.” Uluslararası hukuki yansımaların olabileceğine dikkat çekti.
Kürt yanlısı Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin Türkiye’deki eş başkan yardımcısı Meral Danimarkalı Beştaş, yargının özellikle polis memurlarının korunması konusunda davayı ele almasını şiddetle eleştirdi. “Katil polis olmasaydı bu katil şimdiye kadar milyonlarca kez adalet önüne çıkarılacaktı” diye vurguladı.