Mehmet Fırıncı kimdir, kaç yaşındaydı? Mehmet Fırıncı’nın hayatı
İstanbul Bilim ve Kültür Vakfı ve Nur Vakfı Başkanı olan Mehmet Fırıncı, 1928 yılında Bursa’nın İnegöl ilçesine bağlı Yenice Müslim köyünde doğdu. Asıl adı Mehmet Nuri Güleç’tir. Geçimini aile fırıncısı olarak kazandıkları için “fırıncı kardeş” olarak anılır. 1950-1960 yılları arasında Said Nursi ile birlikte çalıştı. Sözler Yayınevi, Söz Yayınları, Nesil Yayınları, İstanbul Bilim ve Kültür Vakfı gibi hizmet odaklı faaliyetlerin kurucusu oldu. Mehmet Fırıncı, Risale-i Nur’un İngilizceye çevrilmesine ve uluslararası akademik çalışmaların yaygınlaşmasına katkıda bulundu.
Bediüzzaman Said Nursi’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ayasofya Camii’ni aslına döndürmesini istediği 92 yaşındaki öğrencisi Mehmet Fırıncı, Ayasofya’nın Ayasofya’ya dönüşümü hakkındaki duygularını anlatırken “iyi şanslar” dileklerini dile getirdi. cami; Hayatı hakkında da bilgi verdi.
Aynı zamanda İstanbul Bilim ve Kültür Vakfı ve Nur Vakfı Başkanı olan Mehmet Fırıncı, kendisine asıl adının Mehmet Nuri Güleç olduğunu, 1945 yılında ailesiyle birlikte Bediüzzaman Said Nursi’yi ziyaret ettiklerini söyledi, burada ne yaptığı soruldu. Said Nursi, “ Mehmet Fırıncı’nın kendisini aradığını söyledi.
class = “cf”>
Kendisini Mehmet Güleç olarak kimsenin tanımadığını belirten Fırıncı, “Onlar Mehmet Fırıncı’yı hep tanıyorlar. Böylece bir hayata girdik. Said Nursi’nin eserlerini okumak, yayınlamak ve incelemekle meşguldük. Bu nedenle biz yaşlandığımızda ‘Baker kardeş’ oldu. ” O konuştu.
Fırıncı, İstanbul’a ilk kez 1938’de geldiğini söyleyerek, “Nuruosmaniye Caddesi üzerinde İkbal Kıraathanesi vardı. Kültürlü insanların kitap okuduğu, gazeteleri takip ettiği, okuma odası şeklinde bir okuma odasıydı. orada babamı görmeye geldim masasında onunla uçacak kadar iyi ve mübarek bir kişi vardı. Merak ettim, kim olduğunu sordum, kapatılan Ayasofya Camii’nin ikinci imamı Tahir Efendi dediler. Cami 4 yıl önce kapatıldı, henüz müzeye çevrilmedi, yeni kapatıldı. Şeklinde konuştu.
İkinci Dünya Savaşı nedeniyle anavatanlarına gittiklerini ve 1945’te savaşın bitmesinin ardından İstanbul’a döndüklerini belirten Fırıncı, şöyle devam etti:
class = “cf”>
“Ayasofya’yı ziyaret ettik. Babam bu tür şeylere çok meraklıydı, çocuklarını da götürürdü. O zamanlar Kariye Camii ibadete açıktı, orada dua ettik. Sonra yer olan Ayasofya’ya geldik. hendeklerle kazıldı, tarihi şeyler aramak için parçalar halinde kazıldı.Üzerinde Hz.Ali, Hz. Ebubekir, Hz.Ömer yerdeydi, bu büyük levhalar yerdeydi.Sonra kaldırmayı istediklerini öğrendik. buradan tabaklar ama o kadar büyük yapıldı ki kapıdan içeri sığmayacak ve yerinden çıkamadı. 1950’den sonra Demokrat Parti döneminde tabaklar tekrar asıldı. O zamandan beri milletimizde namaz kılınmadı. . bir vatan hasreti hissi vardı. “
Mehmet Fırıncı, bu tarihten sonra sık sık Ayasofya’ya yurt dışından gelenleri göstermek için geldiğini ancak yetkililerin dua etmek istediklerinde dua etmelerine izin vermediğini belirterek, “1950’den sonra hendekler kapandı. Müze olarak açıktı. ve her zaman ziyaret ettik ama çok istesek de buradaki yetkililer izin vermedi. “dedi.
Ayasofya’nın yıllar sonra cami olduğunu belirten Fırıncı, “Ayasofya Camii oldu Allah’a şükür. Sayın Cumhurbaşkanımızın daveti ile ilk Cuma namazına katıldık. Cumhurbaşkanımız Danıştay’ın kararını bekledi. Kanunun temeli. Bu karar verilir verilmez kararını da verdi. ”diye konuştu.