Negatif rezerve yol açanlar sorumlu olmalıdır
Merkez Bankası’nın (MB) dramatik olarak eriyen rezervleri gündemde kalmaya devam ediyor. 2006-2011 döneminde MB Genel Başkanı olan ve halen İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz, “Döviz kime, ne kadar ve nasıl satıldı? “MB, eksi rezervi hesaba katmalıdır”.
Yılmaz, MB Naci Ağbal Yönetim Kurulu Başkanı Naci Ağbal’ın “negatif rezervlere neden olan” Para Politikaları Kurulu (PPK) üyeleriyle yolculuğuna devam ettiğini belirterek, “MB PPK negatif rezervlere neden olan bir kuruldur. Bunu yapan heyet halen görevde. Bu eseri buraya getiren arkadaşlar çıkıp açıklama yapmalı ya da hükümet rapor istemeli ve bunu neden ve nasıl yaptıklarını kamuoyuyla paylaşmalı. O yetkililer orada olduğu sürece Naci Bey’in bu heyetle nasıl tek başına seyahat edeceğini bilmiyorum ”dedi.
Youtube’da Sami Altınkaya’ya konuşan Durmuş Yılmaz, MB’nin erime rezervlerine ilişkin soru işaretlerini ortadan kaldıran açıklamalarda bulunurken, aynı zamanda MB ekibine açıklanması gereken sorular sordu.
Yılmaz’ın “Naci Bey’in kaybettiği MK itibarını tekrar kazanma fırsatı yakaladı, altın bir tepsi ile sunuldu” ifadesi dikkat çekiciydi. Yılmaz’a göre Ağbal, bu fırsattan yararlanarak, bir müfettiş denetimiyle “tam teşekküllü” bir rapor üretebilir ve kamuoyu ile paylaşılırsa hem kamuda hem de uluslararası piyasalarda büyük beğeni toplayabilir.
ÖDEME KARARINI KİM VERDİ?
Para kime, ne kadar, nasıl satıldı? Hangi mekanizma ile satıldı? MB satmadığı için, MB’nin para birimini kim nereye, hangi mekanizma ile aktardı? Yılmaz, sorularının cevaplanması gerektiğine dikkati çekerek, “Kamu bankalarının sattığı biliniyor. Bu el değişikliğini, ödeme emirlerini kim verdi ve MB hesabından nasıl çıktı ve alıcıların bilinmesi gerekiyor ”dedi.
Yılmaz, “Döviz satan MB değil, döviz kaybeden MB’dir” diyen Yılmaz, reel sektörün borcunu satılan dövizlerin bir kısmı ile 25-30 milyar dolar azalttığını söyledi, ikincisi yabancı yatırımcıların getirdiği parayı alıp gitti. Yılmaz, “MB, döviz satarak oranı belli bir seviyede tuttuğu için yabancılar ballı börekle kar yazıp gittiler. Dolayısıyla bir kısmı buraya gitti, geri kalanı ise tüm bunlara rağmen halen döviz almaya çalışan ve devletine, yönetimine ve ulusal para birimine güvenmeyen yerleşik vatandaşın döviz tevdiat hesaplarında birikti. Vatandaşlar döviz almaya devam ediyor, yaklaşık 250 milyar dolar döviz mevduatı biriktirdi ”.
Merkez Bankası’nın para politikalarına ilişkin yaptığı işlemlerin Sayıştay denetimine tabi olmadığını belirten Yılmaz, “Merkez Bankası’nın bütçesi, harcamaları, ihaleleri ve alımları var; Diğer kamu kurumları gibi Sayıştay tarafından denetlenir. Ancak para politikası açısından, ‘Faiz oranını neden bu seviyede satın aldınız, daha düşük döviz satmak istediğinizde neden daha yüksek aldın?’ uygunluğu kontrol edemez. Fed’in bu kararlarındaki amacı sosyal faydayı artırmak olduğu için enflasyonu düşürme hedefi var. Dolayısıyla Sayıştay böyle sorular sormuyor ”. Ancak Yılmaz şunları da ekledi:
“Şimdi, Sayıştay’ın oraya gittiğini ve ‘Negatif rezervi neden ve nasıl aldın?’ Diye sorduğunu düşünüyorum. Sorma yükümlülüğünün bir görevi vardır. Bence oraya gitmeleri gerekiyor, ama göndermeyeceklerini biliyoruz. Ancak başkanın kendisi inisiyatif alabilir ve bir müfettişle soruşturma yapabilir. “