Polonya ve Macaristan, göç reformu konusunda AB ile tartışıyor
Polonyalı ve Macar liderler, liderlerin zirve sonuçlarına ilişkin ortak bir açıklamaya göç konusunu dahil etmelerini engelledi ve toplantının kötü bitmesine neden oldu.
Bu durum Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel’i sığınma politikası ve sınırların korunması konusunda kendisi adına ayrı bir açıklama yapmaya zorladı ve Fransız ve Alman liderler konuyla ilgili yasama sürecinin planlandığı gibi devam edeceğini söyledi.
Granada’daki zirveye ev sahipliği yapan İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, çatışmayla ilgili endişeleri reddetti.
“En önemli şey, içişleri bakanlarımızın birkaç hafta önce kriz düzenlemesine ilişkin anlaşmayla elde ettiği şey, çünkü bu gerçekten siyasi açıdan önemli” dedi.
Ancak toplantı, bu hafta sonu parlamento seçimleriyle karşı karşıya olan Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki’ye ve Macaristan’ın Viktor Orban’ına, kendi seyircileri önünde popülist kimliklerini sergileyecekleri bir sahne sağladı.
Morawiecki, göçle ilgili ortak açıklamayı “veto etmesinin, bu sürecin devam etmeyeceği anlamına geldiğini ve Polonya’nın bunu durdurma şansına sahip olduğu anlamına geldiğini” söyleyerek övündü.
“Yasadışı göç hastalığının” Avrupa’yı yıllardır rahatsız ettiğini söyledi.
Orban daha önce, ülkelerin önemli bir çoğunluğunun desteklediğini öne sürerek, göç politikalarında reform yapacak mevzuatı ileri sürerek Macaristan’ın AB tarafından “yasal olarak tecavüze uğradığını” iddia etmişti.
Polonya ve Macaristan, gelen sığınmacıların sorumluluğunu tüm blok ülkeleri arasında paylaşmayı amaçlayan tedbirler üzerinde veto hakkı talep ediyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, muhalefetinin nihai deklarasyonda göçten herhangi bir şekilde bahsetmesini engellemesine rağmen, bunun Çarşamba günü üye ülkeler tarafından taslak halinde onaylanan yasa tasarısı üzerinde hiçbir etkisi olmayacağını söyledi.
Macron, “Metnin birçok üye ülke arasında anlaşmazlığa yol açtığını” itiraf etti.
Ancak bu konuda ortak bir açıklama yapılmamasını “ikincil bir konu, zira çoğunluk oylamasından sonra konu olması gerektiği gibi ilerliyor” diye reddetti.
– “Mevcut yaklaşım işe yaramıyor” –
Son aylarda binlerce sığınmacının İtalya’nın Lampedusa adasına ayak basmasının ardından göç, Brüksel’in gündeminin en üst sıralarına yerleşti ve Avrupa’nın birleşik bir tepki vermesinin aciliyetinin altını çizdi.
Perşembe günü, kıtanın dört bir yanından liderler, ortak bir jeopolitik strateji geliştirmek üzere Granada’daki aynı yerde, daha geniş, kıtasal bir formatta, Avrupa Siyasi Topluluğu’nda (EPC) bir araya geldi.
Ancak her iki toplantıya da ev sahipliği yapan İspanya, göçü zirvenin gündemine alma konusunda başarısız oldu ve bu durum, konuyla ilgili bir yan toplantı çağrısında bulunan İtalya ve İngiltere başta olmak üzere pek çok üyeyi hayal kırıklığına uğrattı.
Bu yan görüşmeler sırasında İtalya Başbakanı Georgia Meloni ile İngiltere’den Rishi Sunak, Fransa ve Hollanda’nın desteğiyle, ilk etapta sığınmacıları taşıyan teknelerin Avrupa’ya gitmesini engellemek için üçüncü ülkelerle daha fazla işbirliği yapılması yönünde baskı yaptı.
Britanya’nın Times gazetesi ve İtalya’nın Corrierre della Sera gazetelerinde Cuma günü yayınlanan bir başyazıda, iki Avrupa ülkesinin “mevcut yaklaşımın işe yaramadığını” anladığını söyledi.
Yaklaşımlarının “zaten sonuç verdiğini” vurguladılar ve diğer liderleri düzensiz göçü yavaşlatmak için insan kaçakçılığı yapan çetelere karşı “aynı aciliyetle” harekete geçmeye çağırdılar.
Çarşamba günü yapılan AB göç reformu oylamasında üye devletler, sığınmacılar ve düzensiz göçmenlerle ilgili kuralların elden geçirilmesinin son bileşenini kabul ederek Avrupa Parlamentosu’nun önümüzdeki Haziran seçimlerinden önce yasa çıkarması için baskı oluşturdu.
AB’nin yeni göç ve sığınma paktı, gelenlerin bir kısmını diğer AB ülkelerine yerleştirerek İtalya ve Yunanistan gibi sözde ön cephe ülkeleri üzerindeki baskıyı azaltmayı amaçlıyor.
Sığınmacıların kabulüne karşı çıkanlar bunu yapanlara para ödemek zorunda kalacak.
Zirveye giderken Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile çatışan Meloni, Avrupa’nın gittiği yönden artık “mutlu” olduğunu ve insan kaçakçılığı ve yasadışı göçle mücadelede “daha pragmatik” davrandığını söyledi.
Scholz, zirvenin ardından yaptığı konuşmada, “yoğun” görüşmelerin ardından “son derece pragmatik bir anlaşmaya” varıldığını yineledi.
Cuma günü yayınlanan AB rakamları, düzensiz göçmen dönüşlerinin sayısının 2023’ün ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29 arttığını gösterdi.
alm/hmw/rmb/db