Son dakika … Ateşkesten saatler sonra Ermenistan sivillere tekrar saldırdı
27 Eylül’de Azerbaycan ile Ermenistan arasında tırmanan gerilimde dün karanlık bir gün olarak tarihe geçti… Ermenistan ordusu gece yarısı uyurken sivillere saldırdı. Saldırıda onlarca kişi hayatını kaybederken çok sayıda kişi yaralandı ve çok sayıda ev yıkıldı. Ermenistan’ın bu saldırısından sonra dünyayı dehşete düşüren umutlu bir gelişme yaşansa da bu da dünyayı kısa bir süre mutlu etti.
Dün gece Azerbaycan ile Ermenistan arasında geçici insani ateşkes ilan edildi.
Uluslararası kamuoyu ateşkes kararına büyük önem verdiklerini ve desteklediklerini belirtirken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki insani ateşkes kararından çok memnunuz. Bu ateşkes ön şartlara bağlı olmamalı ve taraflarca uygulanmalıdır. “Fransa bu konuyu yakından takip edecek ve düşmanlıkların tamamen sona ereceğini ve müzakerelerin hızla başlayacağını umuyoruz” dedi. Ancak Macron’un açıklamaları birkaç saat içinde anlamını yitirdi. 18 Ekim’de gece yarısı başlayan ateşkes, maalesef imzanın ardından birkaç saat içinde ihlal edildi.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, 18 Ekim’de saat 00: 00’dan itibaren yeni bir geçici insani ateşkes kabul edilmesine rağmen Ermeni ordusunun bir kez daha anlaşmayı ihlal ettiği belirtildi.
Açıklamada, Ermeni ordusunun Cerbayıl çevresindeki alanlara ve Araz Nehri boyunca kurtarılan köylere havan ve top attığı bildirildi.
Askerler arasında zayiat verilmediği ifade edilen açıklamada, saldırılara Azerbaycan ordusu tarafından gerekli cevabın verildiği belirtildi.
Azerbaycan ordusunun cephenin tamamında kontrolü olduğu da belirtildi.
YANGIN Dün GECE BAŞLADI ANCAK…
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan ile ateşkes kararı alındığını açıkladı. Geçici insani ateşkes 18 Ekim’de yerel saatle 00: 00’da yürürlüğe girdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Bu karar, AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlarını temsilen ABD, Fransa ve Rusya başkanlarının 1 Ekim 2020 tarihli AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlarının açıklamasına dayanıyor. Karar, 10 Ekim Moskova deklarasyonu uyarınca kabul edildi ”.
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Anna A. Naghdalyan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Ermenistan ve Azerbaycan insani ateşkesi 18 Ekim yerel saatle 00:00 itibariyle kabul etti” dedi.
DAHA ÖNCE İHLAL ETTİLER
İki ülke daha önce ateşkes ilan etmişti, ancak Ermenistan Rusya’nın arabuluculuğundaki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. 9 Ekim’de Moskova’da bir araya gelen iki ülke dışişleri bakanları toplantısında ateşkes kararı çıktı. Ancak bu kararın üzerinden 8 gün geçmesine rağmen Ermenistan ateşkes kararını defalarca ihlal etti.
Azerbaycan’ın en büyük ikinci şehri olan Gence başta olmak üzere birçok sivil yerleşime saldıran Ermeni ordusunun en ağır saldırısı önceki gece meydana geldi. Sivilleri hedef alan Ermeni ordusu, gece yarısı halk uykudayken saldırdı. Gence ve Mingaçevir’i hedef alan füze saldırısında 2’si çocuk 13 kişi öldü, 52 kişi yaralandı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hikmet Haciyev, Ermenistan’ın Gence’ye yönelik füze saldırısında 40’tan fazla evin yıkıldığını açıkladı. Füzelerin isabet ettiği alanda çok sayıda sivil enkaz altına gömüldü.
ALİYEV: ERMENİ UÇAĞINI BİLİYORUZ
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, saldırının ardından sabah saatlerinde kameralar önünde önemli açıklamalarda bulundu ve “Bu kısır hareketler Azerbaycan halkının iradesini bozmayacaktır. İntikamımızı savaş alanında alıyoruz. Asla sivillere saldırmayacağız ”dedi.
Aliyev’in açıklamalarından birkaç saat sonra Azerbaycan, Ermeni Su-25 savaş uçağını düşürdüğünü açıkladı.
GERİLİMİN NEDENİ ERMENİ İŞGALİ
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Karabağ, Ermenistan ile Azerbaycan arasında bir gerilim bölgesi haline geldi. Karabağ Ermenilerinin Karabağ’ın Sovyet Azerbaycan’ından Sovyet Ermenistanı’na taşınmasını talep etmesiyle artan gerilim 20 yıldan fazla bir süredir devam etmektedir.
Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan’ın bir parçası olarak kabul edilmektedir. Ancak Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde 20’sini oluşturan Dağlık Karabağ ve çevresi 1990’ların başından beri Ermeni işgali altındadır. 1991 yılında Dağlık Karabağ Cumhuriyeti bölgede ilan edildi. Ancak Ermenistan dahil hiçbir ülke burayı uluslararası olarak tanımadı.
Bölgedeki doğalgaz ve petrol boru hattı koridoru nedeniyle bölgedeki gerginlik uluslararası kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor.
KAN DONDURMA ETKİNLİĞİ: HOCALİ KATLİAMI
Hocalı Katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992’de Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında Ermeni güçleri tarafından Azerbaycanlı sivillerin katledilmesidir.
25 Şubat 1992 gecesi Ermenistan güçleri, 83’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’den fazla yaşlı olmak üzere toplam 613 sakinin bulunduğu Hocalı’da 366.Alay’ın desteğiyle bölgeye giriş ve çıkışlarını kapattılar. Resmi Azeri kaynaklarına göre öldürüldü. Toplam 487 kişi ağır yaralandı. 1275 kişi rehin alındı ve 150 kişi kayboldu. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde birçok cesedin yakıldığı, gözlerinin oyulduğu ve başlarının kesildiği görüldü. Hamile kadınların ve çocukların da maruz kaldığı tespit edildi.
Dağlık Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden biri olan Hocalı kasabası, Ermeni güçleri için önemli bir askeri hedefti. Kasaba, Hankendi ve Ağdam’ı bağlayan yol üzerinde bulunuyordu ve bölgedeki tek havalimanının üsüydü. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün bir raporuna göre Hocalı kasabası, Hankendi’yi vuran Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından üs olarak kullanıldığı için Ermeni güçleri tarafından bombalanıyordu.
Hankendi civarına yerleşen ve Azerilerin yaşadığı Kerkicahan kasabasının Aralık 1991’de ele geçirilmesinden sonra Hocalı kasabası tamamen Ermeni ablukası altında kaldı. 30 Ekim itibariyle karayolu ulaşımı kapatılmış ve tek ulaşım aracı helikopter olarak bırakılmıştır. 20 Kasım 1991’de, Mi-8 helikopterinin Hocavend semalarında Ermeni güçleri tarafından vurulması ve bunun sonucunda aralarında Azerbaycan devlet görevlileri, Rus ve Kazak gözlemcilerin de bulunduğu 20 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından hava ulaşımı da kesildi. İşgalden önce 1991-1992 kış aylarında Hocalı sürekli bombalandı. Hocalı mülteciler İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne bazı durumlarda bombalamaların açıkça sivil hedeflere yönelik olduğunu söyledi. Saldırıdan birkaç ay önce kasabada elektrik ve gaz yoktu.