Son dakika! Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Doğu Akdeniz ve Dağlık Karabağ ile ilgili açıklaması
Bir televizyon kanalında gündemle ilgili soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Azerbaycan-Ermenistan çatışması ve Doğu Akdeniz’deki gerilime ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“KARABAKH AZERBAYCAN TOPRAKIDIR”
Azerbaycan’ın Ermenistan’ın işgal ettiği toprakları geri alma mücadelesi sorusuna yanıt veren İbrahim Kalın, işgali sona erdirmenin ciddi bir şekilde gündemde olmaması halinde bu sorunu çözmenin mümkün olmadığını söyledi. Yaklaşık 1 milyon Azerbaycanlının göç etmek zorunda kaldığını belirten Kalın, “Bugün Azerbaycan bu mücadeleyi ihtilaflı topraklarda değil kendi topraklarında veriyor. Karabağ, Azerbaycan’ın ülkesidir ”.
“İşgale son vermeyeceksek ve Minsk Grubu bir eylem planı yapmazsa bu krizi çözmek mümkün olmayacak. Minsk Grubu 30 yıldır çözüm üretmediyse 30 yıl daha bekleyecek miyiz? Öyleyse başka mekanizmalar koyalım. Aliyev ayrıca Rusya’da Ermenistan’dan, Türkiye’de Azerbaycan tarafından beri oturup bu konuyu dörtlü olarak çözmek için konuşuyoruz. ‘Türkiye olarak biz buna’ hayır ‘deme’ dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Azerbaycan konusunda iktidar ve muhalefet partileri arasında uzlaşma olduğunu belirten Kalın, “HDP meselesi ayrı, gündemleri ayrı. Keşke onlar da bu fotoğrafın bir parçası olsaydı. ‘Bizi ayırıyorlar’ diyerek çok şikayet ediyorlar. Aslında en temel ulusal konularda bile kendilerini farklılaştırıyorlar. Özür dilerim, Türkiye Büyük Millet Meclisinde dört parti bir araya gelerek Azerbaycan konusunda ortak bir bildiri yayınladı. Bu Türkiye’nin milli duruşu. Bunun dışında siyasetinize katkı sağlamıyorsunuz ”dedi.
21. yüzyılda Türkiye’nin kendisini yeniden yerleştirdiğini, artık dünyaya yeni bir bakış açısıyla baktığını belirten kalın, “Kurulan düzenin pasif bir aktörü, talimatlar bir iktidar ülkesi değil, bu oyunun tersi noktasında birlikte, birlikte kurallarını belirleyelim, oyun, ona uymayın ‘Artık Türkiye yok, rahatsızlığın temel sebebi bu. Bu ülkenin siyasi lideri Tayyip Erdoğan, dünya sistemine ayna tutuyor’ diye mücadele edelim. O aynadaki görüntüsünden rahatsız olanlar, kendilerini düzeltmek yerine aynanın sahibini eziyorlar. Uluslararası düzen adalet üretmiyor. “Aynadaki görüntü iyi bir görüntü değil.”
“BU SORUNLARI ÇÖZECEKSEK BERABER YERLEŞİR VE KONUŞURUZ”
Güney Kıbrıs’ın AB ülkelerini esir aldığını belirten İbrahim Kalın, “Bilmediğimiz 500-600 bin nüfuslu küçük bir ada devleti, 450 milyon insanla Avrupa’yı ele geçiriyor. Burada bir sorun yok mu? 26 üyenin iradesini bir üye belirler. “Avrupa’nın siyasi ufkunu tek bir üyenin küçük çıkarlarıyla sınırlandırdığınızda, bu, küresel bir vizyon geliştirme şansınızın olmadığı anlamına gelir.”
Türkiye’nin muhalefet yönündeki eleştirilerine yanıt veren Oruç Reis sözcüsü cesurca baskı yaptığı için geri çekildi, “Muhalefeti bazen anlamakta zorlanıyorum, Navtex oruçlu Reis’i duyurduğunda ‘Diplomasi yapıyorsun, yalnızsın” diye eleştiriyorlar. . Oruç Reis nafaka için çekilip diplomasi gündeme geldiğinde ‘taviz verdin’ diye eleştiriyorlar. “Aynı konuda iki çelişkili görüşü aynı anda savunmak muhalefet olmamalıdır.”
1-2, Ekim ayında AB zirvesinin yapıldığını ve sonuçta ortaya çıkan raporun Türkiye’yi tatmin eden bir deklarasyon olduğunu belirten Cesur, “Bize özel şartlar bulunuyor, ‘müzakereler’ tamam ‘keşif görüşmeleri başlayalım,’ tamam ‘ kıta sahanlığı ile ilgili Hadi yapalım ‘tamam’, iki taraf sorun çözülene kadar arama yapmamalı, tartışmalı bölgelerde ‘tamam’, karşılıklı konuşalım askeri tatbikat varsa erteleyelim ya da etmeyelim ‘Tamam, Türkiye’ye önerdiğiniz şeyler açık uçlu, belirsiz, bir ekibin ne vaat ettiği zaman belirsiz.’ Türkiye ve AB mülteci anlaşmalarını gözden geçirecek, güncelleyeceğiz. ‘ Nasıl, ne zaman, ne şekilde, hangi mekanizma ile? Bunun genel prensibini ortaya koyduğunuzda, aynı prensibi on defa konuşmuyorsunuz, hemen çalışmaya başlıyorsunuz ”dedi.
“KIRILMAZ BİR ÇABA İÇİNDESİNİZ”
Doğu Akdeniz meselelerinde Yunanistan’ın maksimalist taleplerinin haksız olduğunu Avrupalılar tarafından bilindiğini söyleyen Kalın, “Türkiye’ye 3 kilometre uzaklıkta bir ada, Yunanistan 450 kilometre, deniz kıta sahanlığını iddia eden 40 kilometre kare bir ada Hangi yasa, Aklına ne geliyor, ne Ahlaksız olduğunu kendileri biliyorlar, Türkiye’de barınma hakkını gerçekten veriyorlar, o zaman diyoruz, bunu kayda alalım, isimlendirelim, ona göre işimize bakalım, siyasi bir gerilim yaratalım. Türkiye’yi köşeye sıkıştırdığını sanıyorsan beyhude bir çaba içindesin. Türkiye yaptırım tehdidinde, ona şantaj uygulama çabası içinde olduğunu düşünüyorsan boşuna. Başkanımız ‘hodri meydanı’ dedi. enerji şirketleri, orada çalışan mühendislere yaptırım uygulayacak, emrini uygulayacak, bu stratejik gerilimden kimler yararlanacak, bu sorunu çözecek, ne Avrupa için ne de Yunanistan için çalışacak. burada daha yapıcı bir tavır takın. Yunanistan ile komşuyuz, ikimiz de hiçbir yere gitmeyeceğiz, buradayız, burada olmaya devam edeceğiz. Bugün Yunanistan’ın yanında duran, belki de bu konuda onu kışkırtan veya kışkırtan ülkeler yarın Yunanistan’la olmayabilir. İki komşu ülke olarak birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Yunan vatandaşlarımız var, Yunanistan’da Türk vatandaşlarımız var, ortak bir tarihimiz var. Bunları görmezden gelerek stratejik bir ilişki geliştiremeyiz. Bunlar temel verilerimiz ise, o zaman ikili yapalım. Miçotakis hükümeti, bugüne kadar Türkiye ile AB ilişkilerine baskı yapma taktikleri veya stratejiyi yönlendirme çabalarındaki en büyük hatalardan biriydi. Aklı başında her politikacı, bunun sonuç vermeyeceğini görür. Türkiye’ye bugüne kadar boyun eğecek olan şantaj, Yunanistan’a AB’den baskı yapması için baskı yapacaktır. Mümkün değil. Bu sorunları çözeceksek oturup birlikte konuşacağız. Yunanistan ile görüşeceğiz ve Rum tarafı Kıbrıs Türk tarafı ile görüşecek. “Bu görüşmelerden sonuç alırsak mesafe alırız.”