Su krizini yönetirken Türkiye ve Irak, Suriye’ye ihtiyaç duymadan açığı kapatabilir mi?
İklim değişikliği döneminde kuraklığa sürüklenmek istemeyen Türkiye ve Irak, Dicle ve Fırat nehirlerinin sularının nasıl yönetileceği konusunda ikili görüşmelere devam ediyor. Al-Monitor’a konuşan uzman ve yetkililer, hızlı bir gelişme olmasa da iki ülkenin su sorunlarını açıkça tartışabilmesinin başlı başına büyük bir başarı olduğunu söylüyor.
Türk ve Irak basınında yer alan haberlere göre, Türkiye-Irak Daimi Ortak Su Komitesi arasındaki görüşmelerin ikinci turu 1 Temmuz’da Bağdat’ta gerçekleştirildi. İki ülke, su paylaşımı konusundaki tarihi anlaşmazlığı ele almak üzere ağustos ayında komite kurdu. Fırat ve Dicle nehirleri Türkiye kökenli başlıca nehir sistemleri arasındadır. Fırat Nehri, Suriye üzerinden uzun bir yol kat ederek Irak’a giriyor ve burada (Türkiye’den doğrudan Irak’a akan) Dicle Nehri ile birleşerek güney Irak’ta Şattülarap’ı oluşturuyor.
1960’lı yıllardan bu yana Türkiye, sulama ve hidroelektrik enerji üretimi için Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde Suriye ve Irak’ı dehşete düşürecek şekilde çok sayıda büyük baraj ve bir düzineden fazla küçük baraj inşa etti. Şam ve Bağdat da daha sınırlı ölçekte de olsa kendi barajlarını inşa etti.
Suriye ve Irak, Türkiye’yi rezervuarlarını doldurmaya yetecek miktarda su bırakmamakla suçlarken, Türk tarafı güney komşularını değerli suyu, özellikle tarımda, kötü yönetmekle eleştirdi. Sorunlar, Suriye’deki iç savaş ve Irak’taki siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlarla daha da kötüleşiyor. Her üç ülke de (bölgenin geri kalanıyla birlikte) artık küresel iklim krizinin tehdidi altında.