Türk kültürünün ve misafirperverliğinin keyfi
Türkiye – “Sana bir çay ikram edebilir miyim?” Türkiye’de gittiğim her yerde beni karşılayan ve her seferinde evet dediğim nefis soru bu.
Kırmızı çay, sadece lezzetinden değil, aynı zamanda Türk misafirperverliğinden de küçük bir fincanda servis edilir.
Yerliler bana çayın ince belli denilen ve in-je beh-le olarak telaffuz edilen bir fincanda servis edildiğini söylüyor. Zarif silüetiyle ulusal çiçek lale şeklindedir.
Ayrıca plaka üzerinde canlı renklerle boyanmış bir lale motifi yer almaktadır.
Türkiye’deki altı günlük seyahatim boyunca lavanta aradım. Eşarplara elle dikilmiş, restoranlarda perdelere dokunmuş ve parlak leylak rengi ve sarı patlamalarla şehir sokaklarını süslerken buluyorum.
Lale, bana göre Türklerin kolektif kültürel kimliğini ifade ederken, aynı zamanda yerel halkın Şubat ayındaki yıkıcı depremin ardından sahip olduğu dayanıklılığı ve umudu da simgeliyor.
Doğal afetten bahsederken iyimserliklerini ve sakin gülümsemelerini görüyorum ki bu, ülkenin düzeleceğine olan kesin inançlarının bir kanıtı.
Bahara hazırım ve 15°C’lik rahat ve esintili bir hava bekliyorum ama bazı günler sıcaklık 8°C’nin altına düşüyor. Burnum soğuktan pembeleşti ama bir fincan sıcak Türk çayı onu düzeltemedi.
1. Türk zambağı: bir renk denizi
Abdullah, Amazon’u kapsayan bir muhabirdir. Daha önce teknoloji ve taşımacılık konularını ele aldı ve Uber’in finansmanı, kendi kendini süren araba programı ve kültürel kriz hakkında hikayeler çıkardı. Ondan önce finansta siber güvenlik konusunu ele aldı. Sarah’ın çalışmaları The Wall Street Journal, Bloomberg, Politico ve Houston Chronicle’da yayınlandı.