Türkiye artık daha da ileri gidiyor

Artık AKP Cumhur İttifakı büyük kentlerdeki belediye başkanlığını geri alamadığına göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bakanları hep birlikte kolları sıvayacak ve CHP'li belediye başkanlarının yeniden seçilmesine izin vermeyecek. Deprem riski taşıyan tüm binaların kaldırılması ve afetlere maruz kalan konutların inşası başta olmak üzere hayati projeler ihmal edilmeye devam ediyor. Bir sonraki seçimler bundan yaklaşık beş yıl sonra yapılacak. Bu kent ve kasabalar, tehlikeli yapılara öncelik vermek, yeni sosyal konutlar inşa etmek, tarihi değerleri ve kent meydanlarını yenilemek, etkili kentsel ulaşım planlarını uygulamak gibi hiçbir çabayı göstermeyenlerin insafına bırakılamaz.

Erdoğan ve Kabinedeki Bakanlar birçok kentsel yenileme projesinde ana destekleyici rolde olacaklar çünkü bir kez daha kazanan önceki belediye başkanları belediye fonlarını kötüye kullandılar ve halkla ilişkiler programlarındaki temel görevlerini ya kendi yüksek siyasi emellerine yatırım yapmak ya da başka amaçlarla kullanmak için terk ettiler. Erdoğan'ın ayak izlerini takip edin, başkan olun ya da onların siyasi mekanizmalarını yağlayın. CHP ve ortaklarının yeniden kazandığı birçok belediye iflasın eşiğinde; Metro, demiryolu ya da şehir içi ulaşım konusunda uzun vadeli bir hazırlıkları yok. Bu kentsel alanlarda yaşayan herkesin onaylayabileceği gibi, ulaşım – ya da ulaşım eksikliği – bugün Türkiye'nin büyük şehirlerinde zaman, enerji ve paranın israf edilmesinin ana nedenlerinden biridir. Merkezi hükümet bu tür projelerin finansmanı ve bunların zamanında tamamlanmasını denetleme yükünü üstlenmelidir. Ancak bakanlıkların yerel yönetimler üzerinde mutlak yetkiye sahip olmadığını da dikkate almamız gerekiyor. Erdoğan yönetimi, AKP'nin adaylarına ve ortaklarına oy vermeyenlerin acil ihtiyaçlarına sırt çeviremez. Onların refahı ve güvenliği ulusal bir sorun olmaya devam ediyor. Merkezi hükümet, şehirlerinin kontrolünü elinde tutan ana muhalefetteki belediye başkanlarının iyi niyetini bekleyerek bir gün bile kaybetmeyi göze alamazdı.

Ancak AKP'nin kontrolü eline aldığı büyük kentlerde yerel belediyelerin iş yükü bu kadar ağır olmayacak. Partisinin adaylarının ön seçimlerine ve mitinglere aktif katılımına rağmen, Erdoğan ve güvenlik, diplomatik ve ekonomik ekipleri ulusal öneme sahip konulara odaklanmaya devam etti. Erdoğan'ın savunma, enerji ve finans alanlarında kendine yetmeye dayalı politikaları, geçen yıl yapılan genel seçimlerden bu yana kesintisiz bir şekilde ilerliyor. Bu seçimlerde gösterdiği güçlü performanstan keyif alan ve ikinci kez cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan, enflasyonla mücadele tedbirlerini uygulamaya koydu ve sonuçları görmek için yılın ikinci yarısını işaret etti.

Türkiye ile Irak arasında yakın zamanda imzalanan anlaşma, başta Kürdistan İşçi Partisi ve IŞİD olmak üzere terörizmle mücadele etmeyi, ekonomik işbirliği düzeyini yükseltmeyi ve Amerika'nın Suriye ve Irak'tan olası çekilmesine hazırlık yapmayı amaçlıyor. Erdoğan'ın Nisan ayında Bağdat'a ve muhtemelen Erbil'e yapacağı ziyaretle birlikte, bu stratejik ittifak yalnızca ikili ilişkiler için sürdürülebilir bir çerçeve vaat etmekle kalmıyor, aynı zamanda bölge için de iyiye işaret ediyor. Örgütlü bir Irak ve Suriye, ABD Başkanı Joe Biden'ın yeni muhafazakarların benimsediği “işgal ve kalıcı savaş” stratejilerine nihayet son vermesine ve ülkesinde yaklaşan seçimlere odaklanmasına olanak tanımalıdır. Amerika elinden gelenin en iyisini yapmalı: serbest ticarete dikkat etmeli ve düşmanlarının bile ticaret ortakları haline gelmesine yardımcı olmalıdır.

Yerel olsun, genel olsun, her seçim, kim kazanırsa kazansın bir demokrasi kutlamasıdır. Yeni demokratik barış başarımızı kutlamalı ve daha mutlu günleri sabırsızlıkla beklemeliyiz.