Türkiye-İsrail İlişkileri: Mavi Marmara’dan Günümüze Sorunlu Sularda Gezinmek

2010 yılında Erdoğan Gazze’ye yelken açarak İsrail’in uyguladığı ablukayı kırma çağrısında bulunmuştu ve dünya çapında otuz yedi ülkeden 700’e yakın insan hakları ve siyasi aktivist ona katılmıştı.

Yardım taşıyan gemiler yola çıktı. Ancak İsrail onları denizde durdurdu ve Mavi Marmara gemisine gerçek mühimmatla saldırarak 10 Türk’ü öldürdü, elliye yakın kişiyi de yaraladı.

Ancak Ankara, Tel Aviv’deki büyükelçisini geri çağırdı ve İsrail’den derhal özür talep etti, ancak İsrail’in herhangi bir adım atmaması, Türkiye’nin diplomatik temsilciliğini büyükelçiden maslahatgüzarlığa indirmesine yol açtı.

Sonuç olarak, iki ülke arasındaki ilişkiler, Türkiye’nin “sıfır sorun” politikasını benimsediği ve İsrail ile ticaret ve İsrail gazının Avrupa’ya taşınması da dahil olmak üzere ekonomik çıkarlarına öncelik verdiği 2021 yılına kadar soğuk kaldı.

Bu Türk politikası, 2022 yılında iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin büyükelçilik düzeyinde yeniden tesis edilmesiyle hayata geçirildi.

Ancak Mescid-i Aksa sel savaşının ortasında Erdoğan bir kez daha İsrail’e sert bir sözlü saldırı başlattı.

“İsrail’in bölgedeki komşularıyla barışı araması gerekiyor çünkü Türkiye’nin merhametine ihtiyacı olacak.”

Peki bu açıklamanın ardından ne gelecek? Erdoğan Cumartesi günü Kalkınma ve Özgürlük Partisi üyelerine ne açıklayacak? Mavi Marmara imajı geri gelecek mi? Erdoğan İsrail kuşatmasını yeniden kırabilecek mi?