Türkiye ve CPEC

Pakistan ve Türkiye, işbirliğinin tüm alanlarında ilişkilerine verdikleri desteği yinelediler. Tahtayı genişletmek için bolca yer olduğundan, sürücü ticari ve savunma birleşimidir. Milgem Korvet Gemileri projesi, her iki Asya ülkesinin askeri işbirliklerini geliştirmek için eş zamanlı bir anlaşma içinde olması nedeniyle buna bir örnektir. Ticaret hacimleri pek tutarlı olmasa da, 1 milyar doların altında, bunu 5 milyar dolara çıkarma imkanı var. Aynı şekilde Pakistan, Türk yatırımını çekmeye çok hevesli ve Başbakan Şahbaz Şerif, güneş ve rüzgar enerjisi de dahil olmak üzere yenilenebilir enerji ürünlerinde 10 milyar dolarlık uzmanlık elde etmeyi amaç edindi.

İki ülke arasındaki görüşmelerin en heyecan verici yönü, İslamabad’ın Ankara’ya koridora katılma çağrısı yapması oldu. Başbakan Shahbaz, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Pakistan’ın bu konuyu Çin yönetimiyle memnuniyetle konuşacağını bildirmekten memnuniyet duydu. Söylemeye gerek yok, Pakistan, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru ile Pekin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nin kavşağında bulunuyor ve yaklaşık 60 milyar dolarlık yatırımın alıcısı. Shahbaz’ın önerdiği üçgen ilişki, bu Asya ekonomilerinin kaslarını açığa çıkarmada kola bir darbe olacak ve kesinlikle bir kazan-kazan durumu olacaktır. Pakistan, bölgede coğrafi ve ekonomik bütünleşmeyi sağlamak amacıyla Afganistan’da Pakistan Ekonomik Koridoru’na katılmak için zaten çalışıyor.

Asya Yüzyılı olgusu birçok gelişmekte olan ekonomiyi bir araya getirmiştir. Türkiye, ekonomik dinamizmi ve hem Avrupa hem de Asya’daki etkileşim yönleriyle, ekonomik koridorun bir parçası olursa stratejik bir oyun değiştirici olarak hareket edebilir. Çin girişimi, üç kıtada 60’tan fazla ülkeyi birbirine bağlamayı hedefliyor ve Pakistan, Türkiye’yi refah ve bağlantı kervanına katılmaya davet ederek ileriye dönük bir yaklaşım sergiledi. Pakistan ve Türkiye, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (eski adıyla RCD) gerçek üyeleriyken ve İran, Çin ile 25 yıllık, 400 milyar dolarlık bir anlaşma içindeyken, Türkiye’nin resmi olarak dahil edilmesi temettü ödeyecek. Niyetin zora dayalı siyaset değil, halkın güçlendirilmesi yoluyla yoksulluğun azaltılması olduğu açıktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir