Türkiye ve Yunanistan beş yıldır ilk keşif görüşmelerine hazırlanıyor
Türkiye ve Yunanistan, 2016’daki benzer müzakerelerin son turundan bu yana ilk kez deniz sınırları ve açık deniz enerji kaynakları konusundaki farklılıkları ele almak için ön görüşmeler yapmaya hazırlanıyor.
Türk ve Yunan dışişleri bakanlıkları, iki ülkeden yetkililerin “keşif müzakerelerini” başlatmak üzere 25 Ocak’ta İstanbul’da bir araya geleceklerini söylediler.
Bu duyuru, o zamandan beri en önemli gelişmeyi temsil ediyor Avrupa Birliği geçen ay, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tartışmalı sularda enerji aramasına yönelik yaptırımları hedef alan kişilerin listesini genişletme sözü verdi.
Avrupa Birliği, ölçülü bir uyarının parçası olarak Türkiye’nin yaptırım listesini genişletme sözü verdi
Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27 ulustan oluşan bloğa yönelik sık sık çatışmacı söylemini yumuşattı ve Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerde yeni bir sayfa olmasını istediğini söyledi. Türk liderin Salı günü ilerleyen saatlerde ofisinde bir grup Avrupa Birliği büyükelçisiyle görüşmesi planlanıyor. Geçen ay, hükümeti, deniz araştırmaları Yunan yetkilileri kızdıran deprem gemisi Oruç Reis’e, harekatını 15 Haziran’a kadar Yunan adalarından uzak bir bölgeyle sınırlandırmasını emretti.
Türkiye, Erdoğan ekseninin ardından Batı ile uzlaşma niyetinde
Ankara ve Atina’daki iki hükümet arasında deniz sınırlarıyla ilgili bir anlaşmazlık var. Hidrokarbon rezervleri bakımından zengin sular üzerindeki egemenlik iddiaları, 2020’de Yunanistan ile Türkiye arasında bir deniz çatışmasına yol açıyor.
Yunanistan, Türkiye’nin imzalamadığı Birleşmiş Milletler Denizler Hukuku uyarınca, herhangi bir ülkenin kıta sahanlığı belirlenirken adaların dikkate alınması gerektiğini ileri sürüyor. Ankara, herhangi bir anakara ülkesinin kıta sahanlığının ölçülmesi gerektiğini ve Yunanistan tarafından talep edilen bazı alanların – Türkiye’nin güney kıyısından sadece birkaç kilometre uzakta – MEB’ine girdiğini savunuyor.
Başka İlişkideki diken, Türkiye’nin 1974’te Atina’daki askeri konseyin adayı Yunanistan ile birleştirmeye çalıştığı bir darbe girişiminin ardından kuzey Kıbrıs’ı ele geçirmesiydi.