Türkiye’de düşmanlığı kışkırtmak ve sosyal medyada yanıltıcı bilgi yaymak suçlamasıyla 8 kişi tutuklandı
Ankara mahkemesi, sosyal medya hesaplarında halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek ve yanıltıcı bilgi yaymak suçlamasıyla aralarında iki gazetecinin de bulunduğu sekiz kişinin tutuklanmasına karar verdi. Türk dakikası Cumartesi günü Deakin haber sitesi tarafından alıntılandı.
Gözaltına alınanlar, Türk polisinin bu hafta başında 14 ilde düzenlediği eş zamanlı baskınlarda tutuklanan 27 kişi arasında yer aldı.
Gözaltına alınanlar arasında Aykırı Haber, Ajans Muhbir ve eski adıyla Twitter’daki Haber Report on X haber platformlarının yöneticileri de vardı. Her üç platformun da X üzerinde geniş bir okuyucu kitlesi var ve Aykırı’nın 750.000’e varan takipçisi var. Ayrıca ülkedeki mültecilerle ilgili haberlere de yer veriyorlar ve mülteci karşıtı bir duruş sergiliyorlar.
Gözaltına alınan 4 kişi, Cumhuriyet Savcılığı’ndaki sorgularının ardından serbest bırakıldı. Adliyeye sevk edilen 23 kişiden 15’i yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, 8’i tutuklandı.
İkeri Haber, yaptığı açıklamada, “Gözaltına alınan genel yayın yönetmenimiz Batuhan Çolak tutuklandı” dedi. Agnes Mahbir, gözaltına alınanlar arasında meslektaşı Soha Kardaklı’nın da bulunduğunu açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta sosyal medya kullanıcılarına yönelik yakında bir operasyonun sinyalini vererek, hükümetinin “sosyal medyada örgütlenen birçok şarlatanın ülkeyi şömineye çevirmesine” izin vermeyeceğini söyledi.
Ekim 2022’de Türk parlamentosu, muhabirlerin ve sosyal medya kullanıcılarının “sahte haber” yayma suçlamasıyla üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasına neden olabilecek sert bir seçim öncesi yasasını onayladı.
Kurallar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesiyle sonuçlanan Mayıs 2023 genel seçimlerinden aylar önce hükümetin medya üzerindeki zaten güçlü olan hakimiyetini güçlendiriyor.
Avrupa Konseyi, tedbirin muğlak “dezenformasyon” tanımının ve buna eşlik eden hapis cezasının “özellikle yaklaşan seçimler ışığında caydırıcı bir etki yaratabileceğini ve otosansürü artırabileceğini” söyledi.
2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından başlayan yaygın baskılar sırasında çoğu Türk gazete ve televizyon kanalı hükümet yetkililerinin ve iş ortaklarının kontrolüne geçti.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün verilerine göre, RSF’nin 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 165’inci sırada yer alan Türkiye’de ulusal medya kuruluşlarının yüzde 90’ı hükümete sadık ve resmi çizgiyi takip eden iş adamlarının elinde.
Ancak sosyal ağlar ve çevrimiçi medya, Erdoğan’ın artan rahatsızlığına rağmen büyük ölçüde sansürsüz kaldı.
Bu durum, Türkiye’nin sert yaptırım tehdidini kullanarak Facebook ve Twitter gibi dev şirketleri, tartışmalı paylaşımları kaldırmak için yerel mahkeme kararlarına hızla uyabilecek yerel temsilciler atamaya zorlamasıyla değişmeye başladı.
Aynı sıralarda Erdoğan, Türkiye’nin son derece kutuplaşmış toplumunun sahte ve yanıltıcı haberlere karşı özellikle savunmasız olduğunu savunmaya başladı.
Erdoğan Aralık 2021’de sosyal medyanın “günümüzde demokrasiye yönelik ana tehditlerden birine dönüştüğünü” söyledi.