Türkiye’de muhalefetin erken bunaması
Hepimizin bildiği gibi, Türkiye’deki muhalefet partileri yaklaşık dört yıldır hükümeti çok eleştiriyor. Bu eleştiri aynı zamanda zayıf kendi kendine zarar verme ve olumsuzluk için temel oluşturdu. Bu tartışmalar arasında muhalefet partileri geleceğe dair bir vizyon hazırlamayı ihmal ettiler. Alternatif çözümler önermeden sadece iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin politikalarını eleştirmekle yetindiler.
Bu arada Adalet ve Kalkınma Partisi ne yaptı? AKP, 20 yıllık tarihi boyunca Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde önemli adımlar attı. AKP, başlangıçta hepimizin değişmez sandığımız birçok yanlış uygulamayı değiştirdi. AKP hükümetleri karakollardaki işkenceyi ortadan kaldırdı, Kürt sorununun çözümü için geçmişte hiç kimsenin olmadığı kadar cesur adımlar attı ve Türkiye’yi bloğun standartlarına uyarak AB sürecine hazırladı.
hukuk sistemi, demokrasi
Muhalefet hukuk sistemini ve demokratikleşmeyi sürekli olarak eleştirse de, akademik veya vicdani bir gözlemci, demokrasiler ve hukuk sistemleri karşılaştırıldığında Türkiye ile Batı Avrupa ülkeleri arasında çok fazla uçurum olmadığını kabul etmelidir. Ancak elbette Türk demokrasisi, insan hakları ve hukuk sistemi hakkında sadece Batılıların önyargı ve yargılara sahip olduğunu belirtmekte fayda var. Sonuç olarak Türkiye artık sorunlarını bu aşağılık kompleksi üzerinden değerlendirmiyor. Ne yaptığını bilen kendine güvenen bir ülke.
AKP ise 200’e yakın entegre Türkiye kampüsü ile gerekli tüm imkanlara sahip yerel yönetimlerdeki hizmetler, teknoloji ve eğitimdeki gelişmeler dahil olmak üzere yatırımlar yapabilmiştir. Milyonlarca öğrencinin eğitim aldığı okul ve üniversitelerle ilgili neredeyse tüm altyapı ve yapısal sorunları da çözdü.
Savunma ve Sivil Teknoloji
Savunma sanayii son zamanlarda Türkiye’de bir avantaj olarak ortaya çıktı. Savunma sanayini tek başına bir sektör olarak görmemek lazım. Savunma, teknolojik gelişmede önde gelen sanayidir ve bu da diğer birçok sektörün gelişmesine yol açar. Savunma teknolojileri daha sonra diğer sektörlerde sivil teknolojilere dönüştürülerek insanların hayatını kolaylaştırmanın ve ülke ekonomisine katkı sağlamanın önünü açmaktadır.
Hükümet, ülkenin kaderini kökten değiştiren bu yapısal gelişmeyle meşgulken, muhalefet partileri vizyonsuzluk çekiyor ve geleceğe yönelik hiçbir hazırlık yapmıyorlardı. Bu nedenle bugünlerde özellikle İyi Parti (İP) ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) arasında sert ve zorlu tartışmalar sürüyor.
Son haftalarda muhalefet beklentilerinin aksine AKP oylarında artış var. AKP ile HDP arasındaki mücadele ideolojik gibi görünse de AKP hükümetinin oy kaybetmemesinin bu mücadelede önemli rol oynadığına inanıyorum. Sonunda beklenti neydi? İktidarın zayıflaması, oy kaybetmesi ve muhalefet partilerinin gelip yerlerini alması. Hayattaki gerçekler, muhalefet partilerinin beklentilerinin tam tersi yönde görünüyor.
“altılı masa”
Masanın görünmeyen üyesi HDP de dahil olmak üzere sözde altılar masasında oturan tüm muhalefet partilerinin bu ülkeden beklentileri var. Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi iktidarda olmak istiyor. HDP, PKK terör örgütüyle bağlarını koparmadan yeniden iktidara gelmek istiyor. Aynı zamanda terör örgütü yeniden güçlenmek istemektedir. Yeni kurulan bir parti olarak Sosyalist Parti iktidardan pay istiyor ve “altılı masa”daki dört küçük muhalefet partisi de küçük oylarına rağmen aslan payını istiyor. Ama siyaset çok gerçekçi bir sanattır. Her birinin beklentilerini ayrı ayrı karşılamak mümkün değildir.
Bazen tıbbi terimleri politik anlamda kullanmak uygundur. Örneğin, ‘doku’yu ‘sosyal doku’ olarak kullanıyoruz ve sosyal engelleri veya hastalıkları tanımlamak için mecazi olarak felç, kangren veya kanseri kullanıyoruz. Bugüne kadar ülkenin gerçek sorunlarıyla hiçbir zaman başa çıkamayan ve geleceğe yönelik düzgün bir Türk vizyonu ortaya koyamayan Türkiye muhalefeti, kendi içinde derin çatışmalara girmiştir. Bunu rakibin ‘erken bunaması’ olarak teşhis etmenin doğru olacağını düşünüyorum.