Türkiye’deki Afgan mültecilerin mevcut durumuna ilişkin ön değerlendirme – Türkiye
arka fon
Türkiye, son on yılda dünyanın en büyük mülteci barındıran ülkelerinden biri olmuştur. 2011’deki Suriye krizinden sonra, Suriyeli mülteciler Türkiye’ye sığınmak istediler ve geçici koruma statüsü elde etmek için sınırı geçtiler. Son istatistiklere göre, Türkiye’de Geçici Koruma (GK) kapsamında kayıtlı yaklaşık 3.700.000 milyon Suriyeli bulunmaktadır.1 Ancak Afgan halkının durumu farklıdır. Afganlar 1970’li yıllardan itibaren Pakistan, İran ve Türkiye gibi komşu ülkeler başta olmak üzere farklı ülkelere sığınmışlardır.
Afgan halkının ülke içinde ve ülke dışında yerinden edilmeye zorlandığı biliniyor ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre Afgan mülteciler dünyadaki en uzun yerinden edilme dönemini temsil ediyor. Afganistan’daki çatışmalar ve yoksulluk mülteci üretiyor ve göç akışları da insan ticareti yoluyla istismar ediliyor.
Türkiye, son 15 yıldır Afgan mültecilerin ülkede kalıcı olarak kalacakları veya üçüncü bir ülkeye geçmek için bir geçiş noktasında bekleyecekleri ilk adres oldu. İstatistiksel belirsizliğe rağmen, en son BMMYK verilerine2 göre, “116.403 Afgan sığınmacı ve 980 Afgan mülteci Türkiye’de ikamet ediyor.”² Türk makamları Ocak-Şubat 2021 arasında yaklaşık 4.400 Afgan’ı düzensiz bir durumda gözaltına aldı ³ 6.000 Afgan Türkiye’den sınır dışı edildi. Ocak-Aralık 2020 arası Afganistan. 3 “Bu veriler onları Suriyeli mültecilerin hemen ardından ülkedeki en büyük ikinci mülteci grubu yapıyor. Afgan mülteciler, sınırı resmi belgeleri olmadan geçtikleri için genellikle “düzensiz göçmenler” olarak kabul ediliyor.
Aksaray, Konya, Nevşehir, Trabzon, Tokat, Şankırı, Kayseri, Erzurum, Van ve İstanbul Afgan mültecilerin yerleştiği başlıca iller. Afgan Derneği’nin (ARSA) Kayseri’deki saha raporlarına göre, uluslararası korumadan yararlanan Afgan mültecilerin sayısı Kayseri’de 5.700, Konya’da 8846, Noşehir’de 8756 ve Kirman’da 5890’dır. Diğer bir deyişle, özellikle Marmara bölgesi (İstanbul), İç Anadolu illeri, ana sınır şehri olarak Van ve İç Anadolu veya Van’a yakın bazı Karadeniz illeri, Afgan nüfusunun en yoğun olduğu yerlerdir.
metodoloji
İran sınırını geçerek Türkiye’ye ulaşmak için Taliban’dan kaçan Afgan mültecilerin mevcut göç akışı son aylarda çok önemli bir konu haline geldiğinden, IBC, durumu ve ne yapılabileceğini anlamak için bir ön değerlendirme yapmak için önlemler aldı. potansiyel bir müdahale.
IBC Esenyurt InfoHub’dan (İstanbul bölgesi, ev sahibi toplulukların üyelerinin ve savunmasız mültecilerin yaşadığı dezavantajlı bölge) doğrudan gözlemleri ve yorumları ve Afgan Mülteci Dayanışma Derneği (ARSA, aynı zamanda Türkiye’den IBC’nin ortağı olan ARSA) ile yapılan uzman görüşmesinin sonuçları Mülteci Konseyi, Kayseri’deki (kentsel şehir Orta Anadolu) Afgan göç akışının mevcut durumunu aydınlatıyor.
ARSA mülakatından elde edilen ön değerlendirme sonuçları, Kayseri’de uluslararası korumadan yararlanan Afgan mülteciler hakkında bilgileri içerirken, IBC Esenyurt InfoHub’dan alınan ön değerlendirme sonuçları çoğunlukla, İstanbul’da kayıtlı olmayan ve henüz resmi IP statüsüne sahip olmayan Afgan mülteciler hakkında bilgiler içermektedir.
Önümüzdeki dönemlerde yapılacak herhangi bir anketten önce, bu ilk içgörüler, Afgan mültecilerin mevcut göç akışını ve halihazırda uluslararası koruma altına yerleştirilmiş Afgan mültecilerin yaşam koşullarını açıklamayı amaçlamaktadır.
Değerlendirilen sonuçlar, UNHCR’nin Ocak 2021’de gerçekleştirilen koruma sektörü için üçüncü tur kurumlar arası ihtiyaç değerlendirmesi bulgularına zaten benzer. IBC’nin ilk değerlendirmesi Ağustos 2021’in ilk haftasında yapıldı. Değerlendirme analizi, hem Kayseri’de hem de İstanbul’da Afgan mültecilerin karşılaştığı temel zorlukları anlamayı amaçlıyor. Bu iki şehir iyi bir örnek teşkil etmektedir: Suriyeli ve Suriyeli olmayan mültecilerin adreslerinin ana odak noktalarından biri olan İstanbul, halihazırda birçok kayıtlı ve kayıtsız mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Orta Anadolu’nun önemli şehirlerinden biri olan Kayseri, ilçe ve çevresine yerleşen Suriyeli olmayan mültecilerin (özellikle Afganların) genel durumunu temsil etmektedir.