Türkiye’nin Seçim Öncesi Çaresiz Muhalefet Stratejileri
Türk muhalefet partileri, yaklaşık 20 yıldır Türkiye’nin iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile rekabet etmeye çalışıyor. Muhalefet partileri kazanacaklarını düşündükleri için seçimlerden önce genellikle bir heyecan fırtınası olur, ancak bu tutku hiçbir zaman stratejiye dönüşmez.
Muhalefetin zafer tutkusunu ve hükümete duyduğu öfkeyi bir seçim stratejisine dönüştürememiş olmasının önemli sebepleri olduğunu düşünüyorum. İlk olarak, muhalefet partileri, Karınca çok çalışırken, La Fontaine’in masalında bir kriket gibi şarkı söyleyerek yaklaşık dört yıl harcadılar. İkincisi, muhalefet geliştirdiği yeteneği hafife aldı. Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetiVe Halk İttifakı ve Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mandası.
Bugün rasyonel bir bakış açısıyla Türkiye, etkisini dış politika yoluyla genişletiyor. Ülke, Batı Avrupa, Afrika ve Asya’daki bölgesel siyasi ve ekonomik etkisini gün geçtikçe artırmaktadır. AKP, 20 yıllık tecrübesiyle Türkiye’nin yeni ve gelişmiş kapasitesinin arkasındaki itici güçtür.
sürüş yeteneği
Her şeyden önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan kişisel olarak AKP’den ve hükümetten daha yüksek bir kapasite geliştirdi. Başkanın geliştirdiği bu yetenek tüm dünyada kendini gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, herhangi bir küresel konuda müzakerelere girdiğinde, çözümden yana sonuç odaklı bir tavır benimsiyor. Suriye’de, Ukrayna-Rusya savaşında, tahıl krizinde olsun, dünyanın en büyük çözülemez sorunu olarak görülse de meselelere ne zaman dahil olsa hep bir umut doğdu.
Erdoğan’ın geliştirdiği liderlik yeteneği arzu edilmese de Batı tarafından büyük saygı görüyor. Muhalefet partileri bu artan kapasiteyi hafife aldılar, ancak kendi kapasitelerini oluşturmakta zorlandılar. Muhalefet partilerinin stratejilerinin giderek daha umutsuz hale gelmesinin temel nedeni, Türkiye’nin durumunu tam olarak anlayamamalarıdır.
İkinci önemli neden ise muhalefet partilerinin ideolojik önyargıları nedeniyle Türk halkının beklentilerini yanlış okumaları ve bu da siyasi sonuçlara yol açmayan irrasyonel bir pozisyonun gelişmesine yol açmasıdır. Üçüncü neden ise, bu muhalefet grubunu iktidara getirecek ekonomi, uluslararası ilişkiler ve hukuk işleri gibi en basit siyasi bileşenler için bir plan yapmadan, esassız siyaset yapmalarıdır.
‘Altı masası’ üzerinde meditasyon yapın
Son altı ayda hükümet, bireysel tercihlere ve seçmenlerin isteklerine birer birer yanıt olarak çözümler geliştirirken, muhalefet bir arada duramadığını gösterdi. Muhalefet elindeki fırsatı değerlendiremedi ve hükümetin art arda yaptığı hamleler ve açıklamalar kitleleri coşturdu. Yani Türk vatandaşları da Onları geriye doğru çevir Muhalefet yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Halk İttifakı. Dolayısıyla muhalefet stratejilerine “umutsuz” demek yanlış olmaz.
Tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak, son dört-beş aylık kamuoyu yoklama sonuçlarına baktığımızda, toplum Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) bir şans vermiştir. Ama “altı kişilik masa” Uygun bir profil sağlayamıyor veya güvenilir bir politika geliştiremiyorVe “altılı masa” için umutlar solmaya başladı. Bu umutlar azaldıkça Halk İttifakı’na verilen destek artmaya başladı.
Siyasi atmosfer birkaç ay daha böyle devam ederse AKP ve MHP’nin önceki seçimlerde aldığı oyu alması muhtemeldir. Bu arada 20’ye yakın partiye yayılan muhalefetin son seçimlerdeki kadar oy alması muhtemel. Dolayısıyla anket verilerine dayanarak muhalefet için işlerin pek de iyi gitmediği söylenebilir.