Türkiye'nin Yunanistan politikası: Ege'deki güç dengelerine etkisi
2024 yılında Doğu Akdeniz'e yönelik değerlendirmeler
Devletlerarası sorunlar açısından Doğu Akdeniz'in Ege Denizi'nden bazı önemli farklılıkları bulunmaktadır. Birincisi, Doğu Akdeniz'de tek bir temel sorun var: Doğu Akdeniz'de Ege'den farklı olarak adaların silahlandırılması, ulusal hava sahası sorunu gibi sorunlar yok, yalnızca münhasır hava sahasının sınırlandırılması sorunu var. Kıta sahanlığının ekonomik bölgesi. İkinci fark, Doğu Akdeniz'deki sınır belirleme sorununun taraflarının çokluğudur; sorunun tarafları yalnızca Yunanistan ve Türkiye değil, aynı zamanda Mısır, İsrail, Libya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıs Rum kesimidir. yönetim. Üçüncüsü, Ege Denizi'nde sınır meselesi az çok donmuşken, Doğu Akdeniz'de kıta sahanlığı faaliyetleri devam ediyor ve bu durum sahada gerginlik yaratmaya devam ediyor.
Ege Denizi'nde Yunanistan ile Türkiye arasında zaman zaman kesintiye uğrasa da bir müzakere ve diyalog süreci yaşanırken, Doğu Akdeniz'de iki taraf arasında ilişkilere veya sorunların çözümüne yönelik bir diyalog süreci bulunmuyor. Doğu Akdeniz'de yukarıda belirtilen sınır anlaşmaları tüm taraflarca kabul edilmedi. Öte yandan Türkiye ile Yunanistan arasında, Türkiye ile Mısır arasında, Türkiye ile Suriye arasında imzalanan, henüz akdedilmemiş ve imzalanması gereken anlaşmalar da var.
En önemli konulardan biri gaz taşıma tesislerinin nasıl yapılacağıdır. Son yıllarda bölgeden LNG ihracatına ilişkin genel kanı, Mısır'ın sıvılaştırma kapasitesinin en uygun rota olduğu yönündeydi. Ancak uzun vadede yeni ihracat rotalarının ortaya çıkması muhtemel ve en önemli husus bunun Türkiye'yi de kapsayan bir rota üzerinden olup olmayacağıdır. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin bozulması sonrasında Doğu Akdeniz Gaz Forumu gibi Türkiye'yi dışlayan yeni trendler de beklemek mümkün.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ve Türkiye'nin sert tepkisinin iki ülke ilişkilerini nasıl etkileyeceği belli olmasa da Türkiye'nin önceki dönemlerde olduğu gibi ötekileştirme girişimleri karşısında kararlı bir duruş sergileyeceği kesindir.