Türkiye’yi bundan sonra neler bekliyor? Siyasi, ekonomik ve dış politik düzeylerde değişim beklentileri
Dünyada demokrasinin akıbetine dair yaygın endişelerin olduğu ancak otoriterizmin geleceğine dair yeterince tartışmanın olmadığı bir dönemde Türkiye, araştırmacılar ve politika yapıcılar için ilginç bir örnek sunuyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iktidardayken kendi iktidarını inşa etmek için gerekli adımları atarak yirmi yıl geçirdi. 2023, birçok kişinin nihayet biteceğini düşündüğü yıldı. Hükümetin Şubat 2023’teki yıkıcı depreme verdiği zayıf tepki ve Türkiye’nin büyüyen ekonomik sorunları, Erdoğan’ın yönetimine karşı halkın hoşnutsuzluğunu artırdı. Ancak altı partili muhalefet koalisyonu ile onun sönük adayı arasındaki kaos sayesinde Mayıs 2023 seçimlerinde bir dönem daha cumhurbaşkanı kazanmayı başardı.
Ancak neredeyse bir yıl sonra, ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Mart 2024 belediye seçimlerinde tarihi bir zafer kazanarak ülkenin en popüler partisi haline gelmesiyle Erdoğan siyasi kaderinin tersine döndüğünü gördü. CHP’nin başarısı yalnızca iktidardaki AKP için bir yenilgiyi değil, aynı zamanda Türk diktatöre verilen desteğin azalmasının da bir ölçüsünü temsil ediyor. Yirmi yıl iktidarda kaldıktan sonra Erdoğan şu anda en zayıf noktasında. Bundan sonra olacaklar sadece Türk demokrasisinin gelecek perspektifi açısından önemli değil, aynı zamanda dünya çapındaki otokratlar için de önemli dersler içeriyor. Türk muhalefeti önümüzdeki seçimlerde Erdoğan’ı devirme konusundaki son başarısını daha da artırabilecek mi? Erdoğan, iktidardaki hakimiyetini sürdürmek için ülkedeki kritik seçim bölgelerini yeniden kazanabilecek mi? Seçim şansını tersine çevirmek için kullanabileceği araçlardan bazıları nelerdir? Araştırmacılar Evren Balta, Seda Demiralp, Edgar Schar ve Murat Kubilay, yeni bir raporda ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP), partinin Kürt yanlısı stratejisinin yanı sıra Erdoğan’ın ekonomi ve dış politikalarına odaklanarak bu soruları yanıtlamaya çalışıyorlar. Orta Doğu Enstitüsü’nden.
Raporun tamamını PDF formatında okuyun
İçindekiler
-
2024 seçimleri sonrası Türkiye: Demokrasiye geçiş mi, yoksa tiranlığın pekiştirilmesine giden engebeli yol mu?
Seda Demiralp
-
Demokrasi Partisi ve Türkiye’de Kürt sorunu
Edgar Char
-
İşlemlerin Normalleşmesi: 2023 Seçimleri Sonrası Türk Dış Politikası
Efrain Balta
-
Geçmişteki hataların ağırlığı ve seçim sonrası ekonomik normalleşmeye yönelik itici güç
Murat Kubilay
Fotoğraf: Yağız Gürtuğ/Middle East Images/Middle East Images via AFP
Orta Doğu Enstitüsü bağımsız, partizan olmayan, kar amacı gütmeyen bir eğitim kuruluşudur. Enstitü başkalarının haklarının savunuculuğuna dahil değildir ve araştırmacılarının görüşleri kendilerine aittir. Enstitü mali bağışları memnuniyetle karşılar, ancak çalışmaları üzerinde tek editoryal kontrolü elinde tutar ve yayınları yalnızca yazarların görüşlerini yansıtır. Orta Doğu Enstitüsü’ne bağış yapanların listesi için lütfen buraya tıklayın.
Abdullah, Amazon’u kapsayan bir muhabirdir. Daha önce teknoloji ve taşımacılık konularını ele aldı ve Uber’in finansmanı, kendi kendini süren araba programı ve kültürel kriz hakkında hikayeler çıkardı. Ondan önce finansta siber güvenlik konusunu ele aldı. Sarah’ın çalışmaları The Wall Street Journal, Bloomberg, Politico ve Houston Chronicle’da yayınlandı.